kurmaca yolculuğun izinde

Sanat, edebiyat ve düşün yazıları


                                                              
  • Sitede yer alan yazıların başka bir platformda yayımlanması durumunda kaynak gösterilmesi rica olunur. Sitedeki yazıların her hakkı mahfuzdur.

     Yazmak, hümanizmden doğar, empatiden doğar, vicdanımız bizi zorlar yazmaya…İnsancıl olan iyi olanla hemhâl olmak zorunda değil elbette; kötülüğümüzü iyiliğimizle örtmeye çalışsak da hep bir tarafımız şiddete, öldürmeye, yok etmeye eğilimli. Ama acıyı dirim ve dinginlik için kılavuz yapıyor muyuz, asıl mesele bu sanki. Kötülük deriz de, biz kimiz pek tartmayız bu noktada, yüzyılların izinde biz kimiz? Geçmişle yüzleşen “biz” miyiz?  Geçmişe vefa borcu nedir, unutulmasını istemediklerimize mim koymaktır belki, gönül pınarımızın coşkun seline baraj kurmaktır, diğerlerine böyle de oldu diye susuzluklarına derman olmaktır. İncelikler bizi var eder hâlbuki. Yazmak inceliklerimizi anımsamaktır hatta.

     Habis hastalıklarımızdan, marazlarımızdan bir parça sıyrılma niyetidir yazı dediğin.
Söyleyemediklerimiz var söylenecek... yazılmamış hiçbir şey yok oysaki. Söze dair yeni şeyler gerek..

                                                                                                                                          edebiyatkolektifi               


#edebiyat #edebiyatkolektifi #öykü #kurmaca #metin #türkedebiyatı #sanat #makale #edebiyatgündemi #kitaplar2023



Yazının Tanıklığı/Tanıklığın Yazıları  

Gökteki Uçak/Erinç BÜYÜKAŞIK

Gökteki Uçak/Erinç BÜYÜKAŞIK

Kocaman bir hüzün çöktü ninesi bunu söylediğinde. Şimdi kilometrelerce uzaklara göç etti tüm aile. Kurumuş gölü, çorak toprakları, kocamış heriflerin ölümü beklediği köyü düşününce bulutlandı gözleri, nohut oda, bakla sofa evde ölmek zor geldi yine. İçi sıkıldıkça sıkıldı. Kadının tarlalar, ovalar boyunca kaybolan gözleri mahallede zorlukla buldukları evin küçücük odasında hapsoldu adeta.

Devamını Okuyun  
Diktatörler Çağı/Ümit Ahmet DUMAN

Diktatörler Çağı/Ümit Ahmet DUMAN

Hocalarımız bizleri, “Dünya siz çaba gösterdikçe zenginleşecek, ondan alacağınız pay o denli artacak” teziyle motive etmeye çalışırlardı. Yalancı mıydınız, geleceği mi göremediniz sevgili hocalarım. Sizin dediklerinizin hiçbirisi olmuyor. Barış, dünya barışı hayal bile değil, daha da kara günler bekliyor insanlığı. Hiç dahlimiz olmasa da, bizi bekleyen iklim krizinden payımıza yine en büyük dilim bize düşecek gibi görünüyor. Onların tuzu kuru tabii. Gözleri doymuyor her nedense bir türlü.

Devamını Okuyun  
Yalanın Gücü/Emine AYDOĞDU

Yalanın Gücü/Emine AYDOĞDU

Dünyadaki en büyük güç, ne para, ne iktidar, ne petrol, ne altın, ne şöhret, ne bilim, ne teknoloji, ne nükleer bomba, ne topraktır. Dünyayı yöneten en büyük güç yalandır.

Devamını Okuyun  
Aklı Gidik Sfenks/Ruhşen Doğan NAR*

Aklı Gidik Sfenks/Ruhşen Doğan NAR*

Yer altı kaynakları tükenene dek eski bir maden kolonisi olan, daha sonra ise sürgün gezegeni olarak kullanılan Mylov’da, Azim’in ilk günüydü. Cezaevi uzay gemisinin fırlattığı tek kişilik kapsülü, gezegene iniş yapalı daha bir saat olmamıştı. Üzerinde başka bir insan olmayan gezegende, dolandırıcılık suçundan dolayı mahkum olduğu üç yıllık sürgün cezasını çekmek zorundaydı.

Devamını Okuyun  

"KADIN, SANAT, ÖZGÜRLÜK"

  • Dec 1, 2023

Burada ara vermeliydi yazmaya. Bundan sonrasını için sert bir kahveye ihtiyacı olabilirdi ancak kuzine sobanın üzerinde demlenen Etiyopya, ona göz kırpıyordu. Meyvemsi bir kahve de hiç fena olmazdı. Herkesin zehir gibi acı çaydan içtiği bir memlekette bu kahveler olmasaydı yaşayamazdı herhâlde.

  • Nov 29, 2023

Oyuncular zaman zaman yer değiştiriyordu, bir avuç insandan biri gelip biri gidiyordu. Çok geniş düşlerdik oysa ki yaşantımızı. Tarif edemezdik anlatırken içine sığdırdıklarımızı. Aslında dar bir alanda kısa paslaşmalarla ayakta kalıyorduk, adına çok seslilik diyorduk.

  • Nov 26, 2023

“Evde tek başıma yüksek sesle konuşmaya başladığımda anladım, ben bu işi becereceğim. Yani artık yalnız olsam da beni sözümü kesmeden dinleyen biri var. Her ne kadar cevap vermese de beni dinliyor. Bu ilk sabahımdı, hiç üşenmedim kendime güzel bir çay demledim. Masamı hazırladım, sahanda yumurta yaptım. Kocaman bir su bardağına bir dilim limon attım ve ilaçlarımla onu da masaya koydum. Bir de müzik gerekliydi.(En güzel aşk şarkıları) kanalını açtım.

  • Nov 23, 2023

İçim sıkıntılı bir şekilde, kızıma ve arkadaşlarına sımsıkı sarılıp oradan ayrılmıştım. Ayrılırken 'gözüm arkada kaldı' derler ya. Gözüm arkadaydı, gözlerimden denizler akarken. (...)

Kitap/Düşün/Sanat/ Sayfa Editörü: Erinç BÜYÜKAŞIK

Suat Derviş Öykülerinde Kadınlar ve “Merhamet” Kavramı Sorgulaması/Nalan ÇELİK

Daktilo Nebahat kitabında ‘merhamet’ kavramını sorgular. İlkbaharın; coşku, umut yenilenme, harekete geçme, aşık olma duygulanımlarını devindirici gücünü katarak yarattığı öykü kahramanları erik çiçeklerinin konfeti yağmuru gibi yavaşça üstümüze yağarken, merhamet-merhametsizlik çelişkisinde okuru da kapıldığı rüzgara eşlik etmesi için davet eder.

Devamını Okuyun

Alâaddin Soykan Şiirine (“Vay Sevda Karam” Bağlamında) Değinmeler/Bünyamin DURALİ

Mahur Kirpikler ve Ölüm şiirinde, ölüm gerçekliği bütün somutluğuyla gündemdedir. Ölüm, kaçınılacak, korkulacak bir gerçeklik değil; kabûllenilmesi gereken ve hayatın uzantısı bir süreçtir. Şair ölüme o kadar âşinâdır ki, ondan kaçmak bir kenara, onu çağıracak kertede yüreklidir. Şiirin sonuna doğru dedikleri bunun kanıtıdır:

Devamını Okuyun

İran’ın Öncü Kadın Ozanı: Füruğ/Erinç BÜYÜKAŞIK

“Benim için en önemli şey şiirdir. Ve şiir, kendime ve kişiliğime karşı duyduğum en büyük sorumluluktur. Hayatıma vermek zorunda olduğum yanıtların en önemlisidir aynı zamanda.” Füruğ Ferruhzad’a ait bu satırlar şairin yaşadığı dönemin gerçekliğinden bağımsız okunduklarında tam anlamıyla kavranamayacak bir derinliğe sahipken aynı zamanda onun kısacık ömründe sergilediği kararlı duruşun beyanlarından biridir.

Devamını Okuyun

Avangart ve Afacan Bir Yazar/Serdar Müteferarrika

Şimdiyse elimizde yüz on beş sayfalık novellası, Kırmızıyı Sevenler Derneği. Romanın roman kahramanı kim sorusunu sormayınız, Altar Kaplan da bunun cevabını bilmiyor gibidir. Komiser, üstelik Tiyatromuzun ünlü eserine konu olmuş Cibali Karakolu’nun komiseri Selahattin Beyin kızı Defne’yi tanıyoruz; bir gençlik aşkının tutkunu. Baba kız, bilin bakalım nerede otururlar, Galata’daki Papadopulos Apartmanı’nda; böylece öteki romanları arasında gezinen bir başka romanla buluşmuş oluruz.

Devamını Okuyun

İnsan, Yaşam ve Aşka Dair...

15, 20 , 25 ve 35 yaşındaki ben'ler birbirine pek benzemiyordu. 15, 20, 25 ve 35 yaşındaki ben'ler de aynı şekilde sevmedi bu yüzden; ama 20 yaşındaki hatayı 35 yaşında da yapmaktan geri durmadı: aynı sevmeyi bekledi; çünkü anlamamıştı. Kendisi değişmişti ve değişecekti. Yine de aynı şeyleri bekledi kendisinden.

Devamını Okuyun

Kule Penceresinden Bodrum/Savaş ÜNLÜ

Şair İlhan Berk, bir yazısında Bodrum’dan, tarihte sürgün yeri olarak kullanıldığından söz eder. “ Şimdilerde, Bodrum’a hiç kimse sürgüne gönderilmiyor. Bodrum’da sürgünü yaşayanlar, fermanlarını kendileri imzalamışlar. Daha doğrusu ‘ Gönüllü Sürgün’lerle dolu Bodrum günleri ve geceleri şimdi. Öyle bir sürgün ki Bodrum; sevgilerin masmavi haritası düşlerin mavi gözlüsü ve mavi derinliklerin çiçeği gibi..

Devamını Okuyun

Sinema ve Edebiyat Yazıları/Sayfa Editörü: Fatma ALTUN

Ötekinin izinde: Öteki Diyarlar Ötekileştirme ve Öteki Sanat/Havva AĞRAL

İnsan varlığının kendindeki öteki ile mücadelesi, benliğin tekrar tekrar kırılıp yapılanması üzerinedir diyebiliriz. İnsan kendi neslinde dualist bir varlıkken kendindeki kötüyü yansıtma ile ifade etmeye çalışıyor. Bu da varlığına dair bir savunma hali diyebiliriz. Evrimsel anlamda bu bilinç seviyesini inşa ederken, kötücül olana, vahşi olana, travmatik olana dair, bir bilişsel çözüm üretmeye çalışırken bir öteki, bir düşmanın tezahürü, kendi güvenliğinin icadıydı. Tedirginlik, savunma hâli, hattâ silahlanma gibi teçhizatla düşüncelerle kurmuştur kendi bilişsel küçük evrenini.

Devamını Okuyun  

7. Sanattan Kesitler/Tevfik Eraslan

Bir kadının tek başına oturmuş televizyonda bir konser izlerken eski kocasının sessizce içeri girmesi ve korkutması ile başlayan bir drama. Karakterlerin zaten tamamen farkında olduğu, ancak bizim farkında olmadığımız bir adam, bir kadın. gerilim, korku, beklenti, ötekinin ihtiyacı, geçmişin gölgeleri gibi temaların eşliğinde bir zamanlar birbirini seven iki insanın derin ve karmaşık bir hikayesinin yavaş yavaş önümüze serildiği film. Noel arifesinde anne-babalarının evinde Noel yemeği yemek üzere yola çıkan bir ailenin gizem ve korku dolu hikayesi.  

Devamını Okuyun  

Sinema Gezegeninin Mizah Ustası Chaplin ve Sineması/Havva Ağral

Chaplin'in oyunculuğu duygusal salınımla işlenmiştir, komiklik ile dramatik anları bir araya getirir. Yüz ifadesi, derin bakışları ve akrobatik yetenekleri, onun oyunculuğunu tanımlar. Bunu başarmak, izleyicinin duygusal bir bağ kurmasını sağlamak anlamına gelir. Onun bu başarısı, seyircinin boşlukları doldurduğu bir iletişim biçimini yaratmak için önemlidir. Şu anki filmler için de, izleyiciyi katkı sunmaya teşvik etmenin yollarını bulmak önemlidir, çünkü insanlar katkı sağlayabilecekleri eserleri daha çok sevmektedirler.

Devamını Okuyun  

7.Sanattan Kesitler/Tevfik Eraslan

Sinema dünyası üçlemelerle doludur,. Her yönetmenin içi kıpır kıpır atar üçleme çekmek için, biz seyircilerin de beğenisine, zevkine, şiarına, cinsel terchine göre boy boy çeşitleri bulunur. Kimi Üç Renk serisine gönül vermiştir kimi Matrix kimi Yüzüklerin Efendisi kimi de Kara Şövalye üçlemesinin bağımlısıdır. Piyasadaki bu bolluğu önceden görüp direkman dördüncü filmle başlayan Yıldız Savaşları esnafını ayrı tutarsak gelmiş geçmiş en iyi üçleme BABA serisidir.

Devamını Okuyun  

Kendi Masalını Yazan Bir Sinemasal/Havva AĞRAL

İnsan, kendi ezoterik içeriğini yazmaya ne zaman başladı? İnsanın kendinde insanüstü bir içerik arama dürtüsü ne zaman başladıysa, büyük olasılıkla o zaman. Dünyada insan harici hiçbir canlının kendi varlığına bu denli şaşkınlıkla baktığını düşünmüyorum. Kendi varlığındaki bir hayret etme durumunu, kendi içsel sisteminde, kendi aczini örtük kılmak adına yapmış olabilir mi?

Devamını Okuyun  

Ayrı Dünyalar-Ouistreham/Fatma ALTUN

Herkesin bineceği otobüsü, treni ya da uçağı kaçırdığı olmuştur muhakkak. Ancak ineceği feribotu kaçırmak denince benim aklıma başrolünde Juliette Binoche’un oynadığı “Ayrı Dünyalar” filmi gelir. Temizlikçi olarak çalıştıkları feribotu zamanında terk edemedikleri için kendilerini Fransa’dan İngiltere’ye giderken bulan üç kadının, bu durumu değiştiremeyecekleri kesinleştiğinde lüks bir kamaraya girip saklandıkları ve anın tadını çıkardıkları o sahneyi anımsarım. Ve daha birçok şeyi…

Devamını Okuyun  

Şeker Henry'nin İnanılmaz Öyküsü/ Berrin YELKENBİÇER

Charlie’nin Çikolata Fabrikası’nın da yazarı olan Galli Roald Dahl’ın 1977 tarihli derleme hikâye kitabı “The Wonderful Story of Henry Sugar and Six More” dan, kitaba adını veren Henry Sugar’ın İnanılmaz Öyküsü’nü Amerikalı yönetmen Wes Anderson almış, uzun metrajlı olmayan şahane bir film yapmış.

Devamını Okuyun  
Kitaplar ve Ayraçlar/ Kendimizi Ölümüne Eğlendiriyoruz/Erinç BÜYÜKAŞIK
  •  01.12.2023 13:01

"1984 yılında", Huxley, "insanlar acı çektirerek kontrol ediliyorlar. Brave New World'de, zevk verilerek kontrol ediliyorlar. " Kısacası, Orwell nefret ettiğimiz şeyin bizi mahvedeceğinden korktu. Huxley sevdiğimiz şeyin bizi mahvedeceğinden korktu. ~Neil Postman

Devamını Okuyun  
“Bir Yanılsamanın Tragedyası” ve Enver Karahan/Ahmet Zeki Yeşil
  •  25.11.2023 18:03

Peki, Enver Karahan nasıl bir yazar? Kitaptaki öykülerden yola çıkarak Enver Karahan’ın, yaşadığı topluma ve hatta dünyaya karşı kendini sorumlu hisseden bir yazar olduğunu söyleyebiliriz. Doğal olarak eleştirel bir bakışı var. Yaşamı ve insanları sorguluyor. Zaman zaman, karakterlerin ağzından kendi kendisiyle konuştuğu da oluyor.

Devamını Okuyun  
Ayşenur’un Alacakaranlık Kuşağı/Mahmut ŞENOL*
  •  08.11.2023 09:26

O.Henry’nin hikâyeleri rastlantısal dünyanın beklenmedik ama şakacı sonlarıyla nasıl tamamlanıyorsa, genç kuşak hikâyecimiz Ayşenur Tanrıverdi’ninkiler birer Alacakaranlık’ta bitiyor. Tanrıverdi’nin dili mükemmel, kurgusu tuhaf hikâyelerinde, 1985 ve sonrasında, Dünya TV’lerinde izleyicisine buruk ve ardında belirsizlik endişesini bırakan Alacakaranlık Kuşağı~Twilight Zone izlerine rast gelinir…

Devamını Okuyun  
Modernite ve Benlik Arayışı: Ahmet Hamdi Tanpınar ve Oğuz Atay’da Ortak İzlekler/Erinç BÜYÜKAŞIK*
  •  07.11.2023 15:32

Öncelikle önemli bir tartışmanın karşıt iki ucu olarak görebileceğimiz Doğu ve Batı kavramlarının tarihsel bir ayrışmayla ilişkilendirilmesi gerektiğini görmemiz gerekir. Bu tarihsel ayrışma belki bir bilinç ayrışması ya da Batı'daki ekonomik düzenin belli bir sermaye gereksinmesi sonucu yüzyıllarca sömürge pazarları üzerinde konumlanmasından kaynaklanan bir tarihsel ayrışma olarak karşımıza çıkıyor, ancak elbette sonuçları aydın için değişen kimi kriterleri veya değer ölçülerini de yaratıyor.

Devamını Okuyun  

Liploka/Elif AKŞAHİN

Bir varmış, bir yokmuş. Çok uzak diyarların birinde bir kulübe de balıkçı yaşarmış. Balıkçı sahilde yaşadığı için, annesi de köyde yaşarmış ve arada sırada oğluna yemek yapar getirirmiş. Oğlu da tuttuğu balıkları satar, parasını annesine verirmiş. Annesinin en büyük dileği, ölmeden önce oğlunun evlendiğini görmekmiş. Köyün kızları, uzun boylu yakışıklı bu delikanlıya bayılırmış ama onun hiç biriyle evlenmeye niyeti yokmuş.

Daha Fazla Bilgi

Paşa'nın Atı/Acibe SIKAR

Paşanın atı bir dut ağacının gölgesinde durdu... Atın çok düşünceli ve üzgün duruşu,dut ağacına yakın su birikintisindeki küçük bir odun parçasının üstünde güneşlenen kurbağanın dikkatini çekti. "Selam,ben seni ilk defa buralarda görüyorum, hoşgeldin, neden böyle üzgünsün?" dedi." Ben, ben, çok çevik ,kuvvetli, paşanın ve ordunun en gözde ve güzel atıydım.Ama şimdi..."

Daha Fazla Bilgi

SAKIZ DAHA GÜZEL/Savaş ÜNLÜ

Okullarda öğrenciler için süt kampanyası başlamıştı. Kentin belediye başkanı bu kampanyaya çok önem veriyordu. Okulları tek tek dolaşıp süt dağıtım işinin nasıl yürüdüğünü özellikle izliyordu. Öğrencilere haftada iki litre süt dağıtılıyordu. Okul çıkışı, ellerinde süt kutularıyla evlerine dönen çocuklar çok mutluydular. Bir aylık kampanya süresinde bile öğrencilerde olumlu gelişmeler gözleniyordu. Zayıf, çelimsiz öğrenciler toparlanmış, kilo almaya başlamışlardı. Bu durum gazetelere bile konu olmuştu…

Daha Fazla Bilgi

Papatya/Gülnar KANDEYER

Masal masal içinde, dünyanın bir yerinde, olan biten her şey masalcının dilinde. Ona kulak verelim, dinleyip bekleyelim. Düşle gerçek ayrılmış mı? Anlayıp öğrenelim. Dinleyen hayale dalar, masalda dersler arar. Masalcının konusu, canlıların dünyası. Hepsi var bu masalda en güzeli, en hası. Uzat dolduralım boşalan her bir tası. #öykü #çocukedebiyatı #edebiyat #kurmaca

Daha Fazla Bilgi

Pınar'ın Masalı/ Gülnar KANDEYER

Evvel zaman içinde, kalbur saman içinde tam dört mevsim saklanır, aynı yılın içinde. Baharlar sizin olsun, eviniz bereketle dolsun. Bu iki mevsim bana yeter. Yazın mısırı haşlarım, kışın kestane közlerim. Masal sevenleri, geliyorlar mı diye gözlerim.

Daha Fazla Bilgi

Kırmızı Başlıklı Kız / Mevsim Yenice

Bir zamanlar küçük bir kız varmış. Hep kırmızı başlıklı bir pelerin giyermiş. Bu nedenle herkes ona Kırmızı Başlıklı Kız dermiş. Günlerden bir gün, Kırmızı Başlıklı Kız’ın canı babasının yaptığı meşhur kurabiyelerden çekmiş. Babasıyla mutfağa girip birlikte kurabiye yapmışlar.

Daha Fazla Bilgi

Cinsiyetçiliğin Reddi Olarak Çocuk Edebiyatı/Hatice KAPUZ

Cinsiyetçi olmayan çocuk kitabına erişmek oldukça zor. Kitaplarda çoğunlukla başrol erkek karakterlere ait, kadınlar mutfakta, ya da yan rollerde. Çocuklar bu kitaplardaki kahramanlarla özdeşlik kuruyorlar bu yüzden toplumsal cinsiyet eşitliği için aşağıdaki kriterler yardımcı olabilir.

Daha Fazla Bilgi

ALMA (Astrid Lindgren Memorial Award) Çocuk ve Gençlik Edebiyatı Ödülleri

Çocuk ve gençlik edebiyatı alanında dünyanın en önemli ödüllerinden biri olan ALMA (Astrid Lindgren Memorial Award) ödülleri pandemi zorluklarına rağmen bu yıl fiziksel olarak gerçekleştirilen Bologna Kitap Fuarı’nda açıklandı ve ödül kazanını İsveçli yazar ve çizer Eva Lindström oldu. 2023 ALMA aday başvuruları için: https://alma.se/en/nomination/nominating-bodies/

Daha Fazla Bilgi

Büyülü Dünyaların Gerçekçi Mimarı: Miyazaki/Gizem Deniz SUNA - Kopyala

Çizgilerin sınır tanımadığını her eserinde bir kez daha kanıtlayan Miyazaki; yapımcı, yönetmen ve hikaye anlatıcılığıyla hayatını devam ettirirken izleyicisini büyülü ormanların huzuru içinden hamamların boğucu sıcağına, oradan da okyanus kıyısındaki gezgin bir şatonun kollarına bırakıyor.

Daha Fazla Bilgi
Akbelen Notları-Tanıklıkları/Gezegen Notları (kolektif yazısı)

Akbelen Notları-Tanıklıkları/Gezegen Notları (kolektif yazısı)

Bugün Akbelen direnişinin 700. günü. 17 Temmuz 2021 tarihinde Akbelen Ormanları’nda ağaç kesimine karşı köyün girişinde başlayan çadırlı fiili 7/24 nöbet direnişi 2. yılına yaklaşıyor. Akbelen Ormanları Milas’ın İkizköy mevkinde yer alıyor. Direniş, yaklaşık 50 km’lik çapta bulunan üç termik santrale kömür tedariği için kullanılan maden ocaklarının genişlemesini durduruyor. Geçtiğimiz 40 yılda yürütülen madencilik faaliyetinin yarattığı toplumsal ve ekolojik yıkımın devam etmesini, İkizköy ve civarındaki köyler başta olmak üzere ardında kalan 40’a yakın köyü yutmasını engelliyor.

Devamını Okuyun  
Yeşil, Yeşil ve Yeşil/Emrecan DOĞAN

Yeşil, Yeşil ve Yeşil/Emrecan DOĞAN

Ben bu yazıyı yazmaya başladığımda televizyonlar Antartika kıtasında, bu yılın temmuz ayına kadar Türkiye’nin yüzölçümünün üç katı kadar bir buzulun yok olduğunun tespit edildiğini anons geçiyordu. Belki sizler bu yazıyı okuyana kadar aradan geçen sürede de hiç değilse İstanbul kadar bir buzul daha erimiştir. Buzulların hiç şüphesiz ki erime nedeni küresel ısınma ve aniden çok hızlı bir şekilde yükselen sıcaklar.

Devamını Okuyun  
Gezegen Yazıları/Dünya Durursa Ne Olur?/Ruhşen Doğan NAR

Gezegen Yazıları/Dünya Durursa Ne Olur?/Ruhşen Doğan NAR

Gezegeni bir anda durdurursanız, üzerinde olan her şey aniden doğuya doğru uçar. İnsanların, evlerin, ağaçların, kayaların ve çok daha fazlasının saatte yüzlerce kilometre hızla yana doğru fırladığını düşünün. Sonrasındaysa, gezegen kadar hızlı dönen yüksek hızlı rüzgârlar, yüzeyde geriye kalanları silip süpürürdü.

Devamını Okuyun  
İklim Krizi, Mezopotamya ve Mitler Üzerine/Erinç BÜYÜKAŞIK

İklim Krizi, Mezopotamya ve Mitler Üzerine/Erinç BÜYÜKAŞIK

İklim değişimi ve iklim krizleri bağlamında bir coğrafyanın veya coğrafyaların tarihlerini, uygarlık adına insanlığın lineer evrimini okumaya çalıştığımızda öncelikle şu saptamaları yapmamız uygun düşecektir.

Devamını Okuyun  

BARIŞ YANLISI İKİ İSRAİLLİ YAZARA DAİR AYKIRI YAZILAR*

Oz'un İsrail-Filistin çatışmasına dair iki devletli bir çözüm inancını da yansıtan "Kara Kutu," tematik olarak doğrulamanın ve uzlaşmanın mutlaka mutluluk veya bağışlama getirmediğini, belki de bir ateşkese yol açabileceğini önermektedir. Ilana ve Alex'in ilk mektupları, Alex, Ilana, Michel, Zakheim, Boaz ve Ilana'nın kız kardeşi Rahel arasında bir mektup ağı başlatır.

Devamını Okuyun

Rhododendronlar Durur ve Bekler/Marisca Pichette *

Onun ebeveynleri çamur ve camdan oluşuyordu. Büyüdüğü kulübe betonla yapılmıştı, çatısındaki kireçler ayçiçeği tohumlarından yapılmıştı. Pazar öğleden sonralarında çatının üstüne tırmanır, yosun yataklarından siyah beyaz kabukları çıkartır, onları kemirirdi. Yıllar içinde Rhododendron ormanının kuşlarının birbirine seslendiği çatının üstünde yürürdü.

Devamını Okuyun

Salman Rushdie'nin "Victory City" Adlı Eseri Hakkında Bir Değerlendirme: Bu Öyküler Tiranları Aşar/Martin Chilton

Rushdie, bu romanıyla modern dünyayla paralel bir evren inşaa ediyor- krallıkların yükselişi, çöküşü ve çöküşü; imparatorluk inşasına dair yakıcı görünüm - geçici gücün ve kontrolün kurgusal bir hikayede çarpıcı bir şekilde yansıyor kitap boyunca. Geçici bir güç ve iktidar sarhoşluğu, Pampa'nın Zafer Şehri'nin filizlendiği sihirli tohumların da ekildiği Bukka ve Hukka Sangama arasındaki ilişkide açıkça görülebiliyor bir yandan.

Devamını Okuyun

Ciltten Kağıda, Japonya'da Dövme Sanatı/Sylvie Kerviel

Japonya ile ilişkilendirilen dövmeler akla geldiğinde, genellikle yakuza suç örgütlerine ait karmaşık tasarımlarla süslenmiş vücutlar görüntüsü ortaya çıkar - vücutlarına işlenmiş olan mafya üyelerinin sembollerini taşıyan hırsızlar bu dövmeleri o dönemde bir otorite simgesi olarak taşımaktaydı.-

Devamını Okuyun

KAZANAN ÖYKÜLER

Kolektif ÖYKÜ yarışmaSI 2022 image
Kolektif Öykü Yarışması sonuçlandı. 68 öykü arasından seçilen ilk beş öykü Mart 2023'te yayımlayacağımız "Öykü Seçkisi"nde yer alacak, öykücülerimiz kolektif yazarlarımızın kitaplarıyla ödüllendirilecektir.
Kazanan öykücülerimizi kutlarız.


1. Menüde Neyse  Usame YORDEM
2.Sarılma Çiç  Özkan KARAHAN
3.Takılar ve Tapular İbrahim ŞAŞMA


Jüri Özel Ödülleri:
4.Yalpalama Cenk ÖZTÜRK
5.Himaye Özden ÇELİK







#öyküyarışmaları #türkedebiyatı #edebiyatyarışmaları #hikaye #öykü 

Dil/Etimoloji Tartışmaları

  •  09.11.2023 21:14
KOLEKTİF SESLENİŞ image
BAŞIMIZ SAĞ OLSUN.

Nâzım Hikmet "1940 Büyük Erzincan Depremi" üzerine bu şiiri yazdığında iki yıldır tutukluydu. Sonuna bir de  not eklemişti: "Kesemde verecek şey yok. Yüreğimden verdim. N. H."



"KARA HABER" / NÂZIM HİKMET


Erzincan'da bir kuş var
kanadında gümüş yok.
Gitti yârim gelmedi
gayrı bunda bir iş yok.
Oy, dağlar, dağlar, dağlar...
Aldı ellerine kanlı başını
karın ortasında Erzincan ağlar...
O ağlamasın da kimler ağlasın...


Kar yağar lapa lapa
tipidir gelir geçer...
Yan yana sırtüstü yatan ölüler
akşam olur tandıramaz ateşini yandıramaz...


Gün ağarır, şafak söker
kimsecikler gitmez suya.
Ezilmiş başlarıyla ölüler
vardılar uyanılmaz uykuya.


Ses edip geceye beyaz taşından
kışlanın saati çaldı ikiyi.
Ne çabuk, lahzada bitti yaşamak.
Kimisi altı aylık,
kiminin sakalı ak,
kimi on üç, on dört yaşında;
kimi yola gidecek,
kimisi mektup bekler yan yana sırtüstü yatan ölüler...


Yayıkta yağ vardı, dövülemedi,
ak peynir torbaya koyulamadı,
hasret gitti ölüler
dünyaya doyulamadı...


Uyanıp kaçamadılar,
kuş olup uçamadılar,
açıldı kuyular kimse inemez.
Erzincan beygiri rahvandır amma
ölüler ata binemez yan yana sırtüstü yatan ölüler...

Walter Benjamin’in Kavramlarıyla “Hikaye Anlatıcısı”nın Görsel Temsilcisi: Hayao Miyazaki /Aygün Şen* 1

Miyazaki animeleri, çocukluktaki masumiyet ve duru görüşlülük, doğa-insan ilişkileri, erginleşme ve kahramanın yolculuğu gibi evrensel temaları ele alırken, Japon kültürü ve yaşayışı konusundaki en temel bilgileri de içermektedir.

Devamını Okuyun

Sema Kaygusuz’un 'Yüzünde Bir Yer' Romanının Bir Hermeneutik Terimi Olan ‘Ufuk Kaynaşması’ Bakımından İncelenmesi/Mehmet Doruk Kandemir

Hermeneutik bir anlam bilimi olarak Batı eleştirisinde özellikle 20. Yüzyılda yaygınlık kazanmış kuramdır. Kendi içinde birçok terim barındıran hermeneutiğin en belirgin ıstılahlarından biri ise “ufuk kaynaşması”dır.

Devamını Okuyun

Mehmet Âkif ’te İslâm Düşüncesinin Temel Problemi Olarak Sorunlu Tevekkül Anlayışı ve Eleştirisi /M. Kazım Arıcan*

Âkif, İslam düşüncesi genelinde ve kendi bulunduğu Osmanlı toplumu özelinde yaygın olarak var olan tevekkül anlayışını sorunlu bir anlayış olarak görür. Hatta ona göre yanlış tevekkül anlayışı, yanlış bir kader anlayışı da oluşturmaktadır.

Devamını Okuyun

Edebî Metinleri Eleştirel Bir Dikkatle Okumak: Eleştirel Edebî Okuryazarlık /Ömer Solak*

Türkiye’de 2000’li yıllardan sonra okuma süreçleri, okur yeterlilikleri/alışkanlıkları ve okuryazarlığı iletişim, toplum ve eleştirel kültürle ilişkilendiren çalışmaların sayısı artmıştır (Akkoyunlu, Kurbanoğlu, 2003; Aşıcı, 2009; Kurudayıoğlu Tüzel, 2010; Türk- yılmaz, Can, Karadeniz, 2010).

Devamını Okuyun

Oğuz Atay’ın ‘Unutulan’ Öyküsünde Hayal Unsurunun Kurgulandığı Gerçeklik Olgusu/ Veysel Altuntaş*

“Unutulan” öyküsü tavan arasında geçer fakat bu sadece bizim hayal dünyamızı sınırlandıran bir gerçeklik olarak kalır. Çünkü Atay bu öyküsünde tavan arasında bulunan herbir eşya ile kurduğu bağı anımsar. Yaşanmışlıkları gözler önüne serer.

Devamını Okuyun

SINAV VE İKTİDARIN MEŞRUİYETİ: “VE PADİŞAH KELOĞLAN’A SORAR....”/*İbrahim Hakan Dönmez

Bu çalışmada, iktidar açısından bir meşruiyet aracı olarak kabul ettiğimiz sınavın, tarih boyunca mitler ve onların izdüşümleri olan masallar yoluyla günümüze kadar nasıl taşındığı, içerisinde sınav kurgusunun bulunduğu bir Keloğlan masalının söylemsel analizi ile ortaya konmaya çalışılacaktır.

Devamını Okuyun

FOTOĞRAFA DAİR Bir fotoğrafa çoğu zaman bakılır, nadiren incelenir. Fotoğraf makinasının en önemli parçası onun 30 cm arkasında durandır. Manzara fotoğrafı bir fotoğrafçı için en büyük testtir; bazen de en büyük hayal kırıklığı. -Henri Cartier-Bresson↓ #edebiyat #+edebiyatkolektifi #öykü #kurmaca #metin #türkedebiyatı #sanat #makale #edebiyatgündemi #kitaplar

Öykü, incelemelerinizi e-posta adresimize ulaştırabilirsiniz. Genel Yayın Yönetmeni: Erinç BÜYÜKAŞIK Sayfa Editörleri: Fatma ALTUN, Ebru Zeynep DİŞİAÇIK, Erinç BÜYÜKAŞIK, Enver KARAHAN