20 Mar
20Mar

Hangi yıldı, hatırlamıyorum. Üniversite sınavında çıkmış bir paragraf sorusu… Metinde anneanne, ödev yapan torununun yazdığı bir cümleye itiraz ediyordu. Güngörmüş anneanne, torunu, “Neden olmaz?” diye sorunca da torununun ödevindeki dil yanlışını dili döndüğünce anlatmaya çalışıyordu: “Öyle denmez de, ondan!” Televizyonda, internette, gazetelerde, şarkılarda ve daha sayılamayacak kadar çok yerde her gün bir dünya dil yanlışıyla karşılaştığımda hep bu sınav sorusu ve anneannenin sözü gelir aklıma: “Öyle denmez!”

Türkçede “Anlatımın İlkeleri”nden biri de “uygunluk” ilkesidir. Bu ilkeye göre bir cümlede kullanılan sözcüklerin gerek yapı gerekse anlam bakımından cümleye uygun olması gerekir. Sözcükleri anlam inceliğine dikkat etmeden kullandınız mı bir bakıma sözcüklerin kalbine bir hançer saplamış olursunuz. Nasıl mı?

Yıllar önce bir müdürüm vardı. Öğretmenlerin giyimini kuşamını beğenmediği zaman “Kıyafet yönetmenliğine uymuyorsunuz!” derdi. Arada yalnız kaldığımızda “yönetmenlik” değil Müdür Bey, “yönetmelik” desem de dili alışmış bir kere.

Türkçede kimi sözcükler, zihinde olumlu/güzel anlamlar uyandırırken bazıları da olumsuz/çirkin anlamlar uyandırır. Buradan hareketle şunu söyleyebiliriz. İyilerle kötüler, güzellerle çirkinler bir arada kullanılmaz. Örneğin “yol açmak, neden olmak, sebep olmak” sözleri olumsuz anlam içerirken “sağlamak, katkıda bulunmak” gibi sözler olumlu anlam içerir. Bu sözleri kullanırken cümlede anlattığımız düşünceye dikkat etmemiz gerekir. “Deprem, yöneticilerimizin bir nebze de olsa kendileriyle yüzleşmelerine neden oldu.” Böyle bir cümleyle karşılaştığınızda güler misiniz ağlar mısınız? En iyisi biz “neden oldu” yerine “sağladı” sözcüğünü kullanarak örneğimizi burada sonlandıralım.

-Bu oyunu çok pis oynarım.

-İnanamazsın, manyak güzel bir kız!

-Bu tür felaketlerde ölüm şansı çok yüksek…

Bu kullanımlar da anlamlarıyla kullanıldıkları cümleye uygun olmayan sözcüklerin en bariz örneklerinden… Ne yazık ki konuşma dilinde her gün rastladığımız benzer yanlışlar, kullananların da beğenisini kazanmasından olsa gerek moda bir söyleyiş hâlini alıyor. O söyleyişlerden bazıları bir süre sonra kanıksanarak doğruymuş gibi algılanıyor. Onlardan biri de “tepki” sözcüğü… “Tepki” sözcüğü tıpkı “deprem” sözcüğü gibi “tepmek” fiilinden türemiş bir sözcük. Anlamında olumsuzluk vardır. “Yeni şarkımız, çok güzel tepkiler aldı.” Şimdi siz söyleyin, böyle denir mi?

Son zamanlarda kulağımı en çok tırmalayan kullanımlardan birine gelmek istiyorum:

“Sen başıma gelen en güzel şeysin!”

Sanıyorum bir şarkıda duymuştum benzer bir kullanımı. O şarkı mı yaygınlaştırdı bu kullanımı, başka şekilde mi yaygınlaştı, bilmiyorum. “Başa gelmek” deyimi olumsuz bir anlam içerir. Olumsuz olayların anlatımında kullanılır. “Güzel” bir olayı, durumu anlatmak için uygun bir deyim değildir. Hiç öyle denir mi?

Durun bakalım, başımıza daha neler gelecek?

Yorumlar
* Bu e-posta internet sitesinde yayınlanmayacaktır.