Yazının Tanıklığı/Tanıklığın Yazıları  

GÖLGE OYUNU VE MAKBER/Münire ÖZGENCAN

GÖLGE OYUNU VE MAKBER/Münire ÖZGENCAN

Gece yarısı dışarıdaki gürültüye uyanıyorum. Yatağımda doğrulup oturuyorum önce, daha sonra   uzaktan bir düdük sesi duyuluyor. Yatağımdan kalkıyorum sessizce, mışıl mışıl uyuyan kardeşimi uyandırmadan. Perdeyi aralayıp bakıyorum. Karşı evin bahçe duvarına birkaç ağabey ve abla kovaya batırdıkları fırçalarla yazı yazıyorlar. Karanlıkta kim olduklarını seçemiyorum. Telaşla yazıyı tamamlıyorlar. Kaçarlarken içlerinden biri sendeleyip düşüyor. Göz göze geliyoruz. Gözlerinden tanıyorum onu. Terzi Müşerref teyzenin oğlu Cemil ağabey. Doğrulup ayağa kalkıyor. O sırada gürültüye uyanan annem odaya giriyor. Gelip perdeyi kaparken:

Devamını Okuyun  
BİT MİT*/Erinç BÜYÜKAŞIK

BİT MİT*/Erinç BÜYÜKAŞIK

Daha birkaç gün önce sunucu televizyonda muhtıra bildirisini okumuştu. Suratı bir karış o komutan, sıkıyönetimin ülke için zaruriyetinden söz ediyordu ekranda. Cümleleri akarken, zoraki gülümsediği de oluyordu. İçi sıkıldı Nesrin’in. “Sokağa çıkma yasağı demek, bu deli oğlanı tık eve başarabilirsen. Laf dinlemez ki hiç.”

Devamını Okuyun  
Kavanozdaki Adam/Selim KOÇ

Kavanozdaki Adam/Selim KOÇ

Prolog: bir cehennem ayazı şu anda buradan geçen her tükenişe vergi kesmektedir.rüzgarın en küçük oğlu az sonra iğdiş edilecek ve cennette bir yere saplanacaktır direk gibi.orada çürüyene dek yeni oyunlar vizyona girecektir dehşetin perdesinde.

Devamını Okuyun  
Sessizliğin Rengi/Fatma ALTUN

Sessizliğin Rengi/Fatma ALTUN

Günlerdir uyumamıştı. Uykusuz geçen gecelerin ardından okulda geçirdiği gürültülü patırtılı gündüzler ona hiç yardımcı olmuyordu. Unutmak için bu kargaşa iyi gelir sanmıştı ancak yanılmıştı. Şimdi sınav için ayırdığı bu otuz beş dakika onun dinlenebilmesi için kaçırılmaz bir fırsat gibi duruyordu. Zihnini susturabilirse, bunu başarabilirse eğer geri kalan hayatı için alması gereken kararı düşünebilecekti. Ne yapacağını bilmiyordu. Hayatında ilk defa ne yapacağını bilemiyordu.

Devamını Okuyun  
Cık Kadar Daha/Yücel KARTAL

Cık Kadar Daha/Yücel KARTAL

İki üç günden beri aralıklarla lapa lapa yağan kar, akşama doğru kesilmiş; kuru bir soğuk başlamıştı. Kulağı radyoda, gözleri dışarıdaydı. Akşam olunca mahallenin bütün çocuklarını, gençlerini okul dönüşü eve sokmadan yemeğini yemeyen emekli mutemet, elektrik direklerine asılı sokak lambalarının aydınlattığı merdivenli sokağa bakıp bakıp geçmişe dalıyordu bir taraftan. “Bekçi Ali’nin oğlu da geldi nihayet!” dedikten sonra radyodaki haberlere dikkat kesildi.

Devamını Okuyun  
MAĞARANIN GÖLGELERİ/Erinç BÜYÜKAŞIK

MAĞARANIN GÖLGELERİ/Erinç BÜYÜKAŞIK

Karanlık tarihlerden biri. Dünya koca bir canavar misali. Titu’yu mağarasına tutsak etti sancıları. Tipi, bitmeyen soğuklar, karın kapladığı tekinsiz kara orman ürkütücü bir yalnızlık ölüm korkusunu devşirdi içinde. İçini haylice kalabalık hissetti, mağara duvarlarındaki av resimleri, Piyu, Çika, ormana ulaşan dik yamaçta yitip giden annesi…Mağaraya musallat olmuş kaltaban akrabaları. Kayıplar onlar da bir süredir. Zira gideceğiz buradan demişti zaten. Başka bir kara ormana yolculuğa çıktılar. Bir göl, akarsu, kıyı arıyorlar onlar da. Buzulların altında belki cesetleri şimdi.

Devamını Okuyun  
Yol Öyküleri/Filiz ÖZDEMİR

Yol Öyküleri/Filiz ÖZDEMİR

Ayakta kilometrelerce yol gitmenin çileli halleri. Balık istifi, itiş tıkış. Özellikle kadınların değişmeyen sitemleri, isyanları. Anda kalan dostluklar, yardımlaşan, dayanışan insanlar... İstanbul ulaşımının sıradan alışılagelmiş yüzü. İstanbul’u yaşamanın ve bu şehrin insanını tanımanın en kestirme yolculuğu.

Devamını Okuyun  
Gözler ve Tılsımlar/Erinç BÜYÜKAŞIK

Gözler ve Tılsımlar/Erinç BÜYÜKAŞIK

Dükkânın karanlık, kasvetli halini gözleriyle izledi. İçerisi yine ırgat pazarına dönmüş. Zihni bulanıklaştı. Vitrindeki birkaç rugan kundura, püsküllü damatlıkların yanında sıralanmış. Güneş yüzünü göstermedi henüz. Kapkara gök. Kasabalılar ilçedeki fabrikasyon kundura satan dükkanlar açıldığından beri uğramaz oldu dükkâna. İşi düşen tabanına çivi çaksın diye kapının eşiğinde beliriyor ancak. Bunlar daha mı pahalı diye sordu Elif gözleriyle camekandaki parlak kundurayı gösterip. Sandalyede çivilenmiş gibi otururken sıkıntıdan oflayıp pufluyordu bir yandan.

Devamını Okuyun  
BİR PARÇA/Gülru ÖZTUNÇ

BİR PARÇA/Gülru ÖZTUNÇ

Öylece oturmuştu. Oturmaktan çok çökmüştü yere. Toprak olmuştu her yanı, yüzü gözü toz toz. Gözümüzün önünde giderek yiten karaltının üzerine bir eliyle aldığı toprakları atıyordu sakince. Sanki kum havuzunda oynayan bir çocuk... Bir elindeyse sedef kolyenin zinciri kederle sallanıyordu boşluğa. Boşluğun içine, derine, en derine.

Devamını Okuyun  
Aşk’ın Elçileri: Çiçekler/Fatma ALTUN

Aşk’ın Elçileri: Çiçekler/Fatma ALTUN

Oturdum karşısına. Gözlerinin ta içine baktım. Sanki karşımdaki minicik bir orman çiçeği değildi de oraların kokusunu, dokusunu getiren bir elçiydi. Küçücük bir kız çocuğu oturuyordu sanki karşımda. Kendi çocukluğum geldi aklıma. Sonbaharda okullar açılınca, oyun saatlerimin azalmasıyla birlikte doğaya olan hasretim de arttığında, her fırsatta, inekleri otlatma işini gönüllü üstlenişim geldi.

Devamını Okuyun  
Ömrüm Uzun Bir Geceydi/Filiz ÖZDEMİR

Ömrüm Uzun Bir Geceydi/Filiz ÖZDEMİR

Beni hep annem yıkar, topuklarıma kadar uzayan saçlarımı tek başıma arıtamam, öremem. O gün, leğeni tandır başına kurdu, bakır güğümdeki su sıcacık. Kullanmaya kıyamadığı, gül kokulu sabunla uzun uzun yuğdu saçlarımı. Köpürttü duruladı, tekrar köpürttü. Ağlıyor mu ne? Gözlerim yanıyor, açıp bakamıyorum. Dere kenarından toplarız killi çamuru, saçları parlatır yumuşatır. Tasın içinde sulandırdı kili, duruladı, duruladı. Dolanan saçlarımı sabırla taradı. Bu sefer saçlarımı tararken, kemik tarağı kızgın bir azarla kafama kafama indirmiyor. Hiç olmamış oyuncak bebeği ile oynar gibi oynuyor saçlarımla. Ağıt yakıyor. “Bebexti keça min…” Niye bahtsız kızım diyor ki anam bana?

Devamını Okuyun  
Yıldız/Özlem TÜM

Yıldız/Özlem TÜM

Aylin’in küçük bedeni devasa sahneyle tezattı. Konservatuarı kazandığı günü anımsadı. İki yandan örülmüş siyah saçları, kırmızı elbisesi ve eteklerinin kıvrımında gizlenen sihirli dantel çantası ile kendini güvende hissetmişti. Her ne kadar aile çevresindekiler burun kıvırsa da bu sınav için yüreği pır pır ediyordu.

Devamını Okuyun