Şarap kadehi elinden düştü. Beyaz mermere sıçrayan şarap,kadının gizini ortaya çıkaracak kadar gürültülüydü. Kadın kocaman kahkaha attı. Gizlenecek o kadar büyük sır vardı ki. Kahkahası tüm yalanlarını örtecek kadar gürdü. Elinden sıçrayan kadehin tuz buz olmasını görmezden geldi.
Devamını Okuyun‘’Burada kimse kitap mitap okumaz, belediyenin az ilerisinde bir kütüphane var ama içinde belki de senin evinde olan kitaplardan azdır. Burada ahali erkenden uyanır; sabah ezanıyla, öyle çok dindar olduklarından falan değil, hatta bak kocaman camimiz var, cumaları ve bayram sabahları dışında bir saftan fazlası dolmaz. Gençler işe veya okula gider, ihtiyarların tamamı ise kahvehaneye. Haftanın yedi günü gün aydınlanır aydınlanmaz meydanda bulunan üç kahvehane de ağzına kadar dolup taşar, yaz kış fark etmez. Sigarasına taş dizmek ve kağıt oynamak dışında bir de ülke gündemi ele alınır; bu insanların arasında kimilerinin durumu iyidir, kimilerinin ise kötü. İyi olanlar için devlet: babadır ve her şeyin üzerindedir. Geçim sıkıntısı çekenlere gelince, onlar devleti düşman olarak görürler; sanırım bu durum senin geldiğin yerden çok da farklı değil.
Devamını OkuyunSararmış, eprimiş fotoğraf karesinde annesinin yanında masanın bir köşesinde zoraki bir gülümseme takındı ilkin. Bu yaz da anılarımızı kaydedelim demişti annesi. Albüme girecek bir fotoğraf daha. Baban döndüğünde de çekeriz.
Devamını OkuyunZifiri karanlıkta bir adam. Üstü başı perişan, anlatılmaz. Saçları yağlı. Siyah bugün gülümsedi bize.
Devamını Okuyun" sonra çamur sıçradı suratıma bir tokat gibi ve hırçın deli bir rüzgar var yabanıllar ürkek, pıynarlar bükük kazmayı alınca elime kalktı üzerimden tüm entelektüel yük
Devamını OkuyunSaatlerdir kasabanın çevresinde dört dönen rüzgâr duruldu. Dudaklarının arasındaki mızıkayı üflemeye cesaret edemedi ilkin. Oysa günlerdir karabasan gibiydi zihnine çöken ezgiler.
Devamını OkuyunA. ve O.; iki eski arkadaş, kahve içmek ve muhabbet etmek üzere Üsküdar’da buluşmuşlardı. Genelde yaşıtlarının uğradıkları bir mekana gidip, iki tane kahve sipariş ettiler. O. cebindeki sigarayı çıkardı, bir tane de arkadaşına uzattıktan sonra sigarasını yaktı ve sanki aniden aklına gelmiş gibi başından geçen bir hikayeyi anlatmaya başladı:
Devamını OkuyunBabam Almanya’ya gittiğinde bütün dünyam karamıştı. Çünkü kız çocuğuydum, babam yanımızda yoktu ve ilkokulu bitirmiştim, diplomamı almıştım. Artık okula gitmeme gerek yoktu. Yalnızca bu olsaydı kahrettiğim, yetmezmiş gibi öğretmen okulu sınavlarını da kazanmıştım. Yatılı okulda okumayı hak etmiştim. Ama komşular: “ Başında babası olmayan bir kız!” “ Hem de böyle bir devirde!”
Devamını OkuyunKüçük odanın duvarında asılı yağlıboya tabloya en sonunda veda ettim. Çerçevesi kırılmış. Rengi solmuş. Yağlı boya evin köşelerinde yaşadı. İlk evde çalışma odasındaydı. Taşındıkları evde girişte arka tarafa bakan duvarda asılıydı. Eşref Bey'i, arada tabloyla konuşurken bulurdum.
Devamını Okuyun”Sanat, acımasızca yargılamalı, insanlar arasında özel bir dil kurarak aracı olmalı, başkalarının anlayışına kapalı bir biçimde kişinin kendisinin anlatımı olmalı, fazladan enerjinin boşalışı olmalı, bir düş, bir sanrı, bir aktarım olmalı…” S. Moissej Kagan
Devamını OkuyunKirpilerin güzel bir hikayesi ile anlatmak istiyorum, aslında hayatımız anahtarı olan 'DENGE'yi, şöyle ki; Soğuk kış günlerinden birinde, hayvanlar ölmeye başlıyor. Kirpiler durumu anlıyor ve grup olarak kendilerini sıcak tutmaya karar veriyorlar. Bu şekilde kendilerini koruyorlar, ama dikenleri de birbirlerine batıyor.
Devamını OkuyunKapı önündeki kalabalık dağılınca ince, uzun bir ışık sızdı içeriye. Derisi kabuk kabuk kalkmış kafasında turuncuya çalan saçları parıldadı Nezaket’in. Şimdi, dedi mezatçı. ‘Şimdi bizim Nezaket'inkilerde sıra.'
Devamını Okuyun