"KADIN, SANAT, ÖZGÜRLÜK"

  • Sep 16, 2023

Az önce indiği otobüs hareket ettiğinde, önünde beliren manzara karşısında dondu kaldı. Bu sefer soğuktan değil, şaşkınlıktandı hareketsizliği. Eskiden küçücük olsa da meydanı dolduran cami şimdi hükümet konağı, belediye sarayı, üniversite yurdu, siteler ve yeni yapılan evlerin gölgesinde kalmış ve gözüne çok daha küçük gelmişti.

  • Sep 16, 2023

İlk birkaç hafta, tasmasından zincirli köpekler gibi hissediyordum kendimi. Aklımı kaçırmamak için sürekli kendime, sadece üç yüz altmış beş gün buradasın, sonra yaşamına kaldığın yerden devam edeceksin diye telkinde bulunuyordum. Duvardaki takvimi her gün çiziyordum. İki ay bittiğinde artık burada bir düzen kurmuştum.

  • Sep 15, 2023

Ebrar Karakurt ve Abdülhamit’in birlikte tartışıldığı manidar bir haftayı geride bıraktık. Bir konu çok popülerken yazı yazmayı pek sevmiyorum çünkü gürültü içinde sesiniz daha az duyuluyor. Şimdi bu konu hakkında biraz konuşabiliriz çünkü “Qui tacet, consentire videtur” (Sessiz kalan kabul etmiş sayılır)

  • Sep 12, 2023

Deniz kenarında değildi o zamanlar otogar. Sahile gezinti için gittiklerinde görürdü denizini. Şimdi otobüsten iner inmez tam karşısında dalgalanırken, soluk mavi bir boşluğa bakar gibi hissettiriyordu kendini o deniz ama o da artık aynı deniz değildi…

  • Sep 6, 2023

İstanbul’da bir mahallede, Cuma saati olduğu için dükkanların, hatta zincir marketlerin bile kapandığına şahit olmuştum. Koskoca market kapalıydı ama içeride kadın çalışanlar, rafları temizlemeye, dizmeye devam ediyordu. Alışveriş yapmak için patronlarının Cuma’dan gelmelerini beklememiz gerektiğini söylemişlerdi bana. Cuma saati diye dükkan kapalıydı ama kadınlar çalışmaya devam ediyorlardı. Üstelik ben de hizmet alamıyordum.

  • Sep 3, 2023

Beni ilk gördüğünde anlamıştı. Kumsalında, çıplak ayak huzurunda durup sustuğumda fark etmişti, o dinleyicinin ben olduğumu. Ne anlatacağını biliyordu, nasıl anlatacağını da. Aradığı şey, kime anlatacağıydı ki ona da kavuşmuştu.