HALİDE EDİP ADIVAR’IN EDEBİ KİŞİLİĞİ VE TÜRK’ÜN ATEŞLE İMTİHANI’NA DAİR/Mine KİRİŞ

Halide Edip, küçük yaşlardan itibaren okumaya başlar. İlk okumaları da hafızlık düzeyinde gelişir.. Anlamını bilmeden okumaya başladığı Kur’an’da kullanılan Arapçanın o etkileyici tınısından büyülenir. Çocukluk yıllarında aldığı dini eğitimle Halide Edip’in edebi kişiliği oluşmaya başlar. Üsküdar Amerikan Kolejinde aldığı eğitim onun hayatında önemli rol oynar. Bu okulda okuduğu ve inceleme olacağı bulduğu İncil ve farklı dinsel metinleri tanıyarak yeni bakış açıları kazanır ve ön yargılarını yıkar. Bu durum aynı zamanda İslamiyeti de farklı bağlamlarla tanımasına büyük katkı sağlar. Süleyman Çelebi  Vesiletün Necat’ını okuması zihnindeki karmaşık şemaların yerine oturmasına yardımcı olur ve onu huzura kavuşturur. Edebi kişiliğine yansıyan etkileri Vurun Kahpeye ve Sinekli Bakkal adlı eserlerinde açıkça görmekteyiz. Son hocası Rıza Tevfik'in ondaki etkisi yabana atılamaz. yapar. Rıza Tevfik’in edebiyat, Arapça, Farsça, Fransızca birikiminden çokça faydalanır. Kendini sanatsal yönden geliştirir. Salih Zeki ‘den aldığı derslerle de önüne bambaşka bir bakış açısı, dünya açar Halide Edip. Salih Zeki, matematikçidir ve onun sayesinde pozitif bilimlerle tanışır. Aynı zamanda da Salih Zeki ile de evlenir.

İlk yazılarını Tanin gazetesinde Halide imzasıyla yayımlamaya başlar. Adıvar’ın Servetifünun edebiyatının sanatçıları içinde en sevdiği Tevfik Fikret’tir. Tevfik Fikret’in şiirde toplumsal konulara ağırlık vermesi onun en sevdiği yönüdür. Aynı zamanda Halide Edip yalnız Tanin gazetesinde değil, Demet, Muhit gibi dergilerde de yazarak Türk kadınının haklarının savunuculuğunu yapar. Halide Edip’in olgunluk dönemine erişmesini sağlayan eseri Sinekli Bakkal’dır. Çünkü Sinekli Bakkal ile yeni bir döneme girer ve eserlerinde toplumu tüm gerçekliğiyle gözler önüne serer. Romanın yazıldığı dönem Türkiye Cumhuriyetinin de yenilenme aşaması olduğu dönemlerdir. Bu da Adıvar’ı yeni konulara yönlendirir doğal olarak. Aynı zamanda, bu dönemin siyasi çalkantılarından hastalığından dolayı yurt dışına gider ve orada yaşadığı dönem içerisinde Batı’dan gördüğü modernleşme etkileri ile yurda döner. Yaptığı çevirileri ve yenilenmiş düşünce yapısıyla kendi toplumunu geliştirmeye çalışır. Böylelikle iyi bir yazar, eğitimci olarak edebiyat dünyasına adını yazdırır.

Türk siyasi tarihinin en önemli döneminde yaşamış ve Mustafa Kemal Atatürk’ün çevresinde olan kişiler arasında yabancı dil bilen tek kişidir. Yazarlık hayatına 1908 Meşrutiyet'le başlamıştır. Türk edebiyatının usta kalemi Halide Edip, Türk ulusunun canla başla mücadele ettiği yılları acısıyla harmanlanmış kutlu zaferini adeta o günleri yaşıyormuşçasına biz okurlarına yansıtmıştır. Milli mücadele ruhunu eserlerine taşıyan ilk kişidir Halide Onbaşı. Milli mücadele Anadolu halkının topyekun büyük fedakarlıklarla kazanılmış bir zaferidir. Bu yaşanan tüm fedakarlıklar silsilesinde Türk kadınlarının ayrı bir yeri vardır. Çünkü onlar canını, malını, kocasını en acısı da evladını kaybederek bu mücadelenin en ağır yükünü omuzlarında taşımışlardır. Kadınları ve kadınlık hallerini yine bir kadın yazardan okumamız elbette rastlantı değildir.

Halide Edip, edebî fikrinin oluşmasında yerli ya da yabancı kaynakların etkisinde kalması rol oynamıştır. Yazmak onun için vazgeçilmez bir tutkudur adeta. 1910-1912 yılları arasında hayatında önemli değişimler olduktan sonra kendini Türkçü çevrenin içinde bulur. Yazarın Anadolu’yu bu tarihlerde gözlemleri ve tanıklıklarıyla keşfi  ve cephede bulunması eserlerini doğrudan etkileyen unsurlar arasında yer alır. Türk’ün Ateşle İmtihanı, eserinde yazar olayları bizzat yaşadığı için ve bunu okuyucuya savaşı yaşıyor izlenimini tattırdığı için oldukça başarılıdır. Savaşın verdiği yorgunlukla İstanbul İngiliz işgali de derinden sarsmıştır. İşgal karşıtı milliyetçi tarafta olan yazar vatanın kurtuluşunun nasıl gerçekleşeceğini ve milliyetçilerin bir arada toplanmalarının zor olduğunu eserde vurgulamıştır.

15 Mayıs 1919’da Yunanlılar İzmir’i işgal etti. Sonunda Mustafa Kemal Atatürk Samsun’a çıkacaktı. 23 Nisan 1920’ de Büyük Millet Meclisi kuruldu ve Mustafa Kemal Paşa başkan seçildi. İlerleyen günlerde Birinci ve İkinci İnönü yapılmış Yunanlılar bozguna uğratılmıştı. İkinci İnönü Türk milleti için adeta bir dönüm noktası olmuştur. Mustafa Kemal’in İkinci İnönü için dediği ‘’Siz orada yalnız düşmanı değil, milletin makus talihini de yendiniz. ‘’ sözünden bahsetmesek olmaz.

Ancak Yunanlılar yenilgilerinin intikamını almak için İzmir’de durmadan silah ve mühimmat yığıyordu. Ordumuz bu güce karşı koyamadığından Sakarya ‘nın doğusuna çekildi. Daha sonra Mustafa Kemal Başkomutan seçildi. Tekalif- i Milliye emirleri çıkarıldı. Eli silah tutan herkes mücadeleye katılıyordu. 25 Ağustos’ta çarpışmalar başladı ve yirmi iki gün süren mücadelede Yunan ordusu geri çekildi. İşte Halide Edip Adıvar bu tarihi bizzat cephede yaşayarak bize Türk’ün Ateşle İmtihanı eserinde sunmuştur. Bu noktada  Adıvar savaş sırasında erkeklerin dünyasında  kadınların  ortak mücadele içinde olduğunu ve haklar bağlamında eşit haklara sahip olmaları gerektiğini sürekli savunmuştur.

Sonuç olarak, Türk edebiyatında önemli yer edinen Adıvar, modern düşünce yapısında kültürel değerlerinden kopmayan cesur bir kadındır.

 ‘’… Türk milleti çalışkandır, Türk milleti zekidir. Çünkü Türk milleti milli birlik ve beraberlikle güçlükle yenmesini bilmiştir. ‘’ Mustafa Kemal Atatürk