Kitap/Düşün/Sanat/ Sayfa Editörü: Erinç BÜYÜKAŞIK

Modernizm, Öteki ve Roman: Yazarlardan Çağa ve Şiddete Dair Sorular/Erinç BÜYÜKAŞIK

Edebiyat, insan deneyimini anlama ve ifade etme yolunda bir pusula gibidir. Her çağ, kendi özgün sorgulamaları ve sorunlarıyla gelir. 20. yüzyılın başlarında, modernizm adını verdiğimiz edebi hareket, geleneksel anlatı tekniklerini sorgulayarak insan deneyimini derinlemesine inceledi. Ancak modernist yazarlar, sadece "öteki" kavramını sorgulamakla kalmadılar; aynı zamanda çağlarının şiddet ve savaş izlerini de eserlerine taşıdılar.

Devamını Okuyun

Poetik Köşe/Bünyamin DURALİ

Kim ne derse desin, eleştirmenler, özelde edebiyatın (genelde sanatın) üvey evlâtlarıdır. İki kez ikinin dört ettiği kadar kesin bir gerçektir bu. Şairler/ yazarlar (sanatın hangi dalında olursa olsun, eser verenler) veya kendilerini şair/ yazar (sanat insanı) zanneden birtakım yeteneksizler, eleştirmenleri, bitleri kadar, günahları kadar sevmezler. Överseniz, olumlarsanız, mesele yok. Kupkuru bir teşekkürle yetinir çoğunluğu (aralarında kuşkusuz değerbilir davrananları da var).

Devamını Okuyun

Düşünmeler, Denemeler/Emin Salman

İnsanlık karanlık, bugün karanlık, gelecek için de iyimserlik yok. Toplumsal bir varlığa dönüştüğünden itibaren geçen binlerce yılın sadece yüzde üçünü şiddetsiz, kansız, ölümsüz, savaşsız geçirmiş bir gözü dönmüşlükten söz ediyoruz. Ölüm makinelerini; denemelerle her geçen yıl, her geçen yüz yıl korkunç denilen boyutta geliştiren ve uygulamaktan çekinmeyen acımasız, vahşi bir varlıktan söz ediyoruz.

Devamını Okuyun

¨İsmiyle Müsemma¨ İffetli Bir İffet /Serdar MÜTEFERRİKA*

Reşat Nuri Güntekin’e yapılan en büyük kötülük, onun eserlerinin Milli Eğitim Bakanlığı Talim ve Terbiye Kurulu kararınca tüm talebeye tavsiyesinden bir yarar beklemektir. Kaş yaparken göz çıkarmak, işte buna denir. Orta eğitimde öğretmenlerin de işine gelmiştir; suya sabuna dokunmadan, başına yok kovuşturmadır, soruşturmadır diye iş almadan devletin onayladığı bir romanı öğrencisine veriverir.

Devamını Okuyun

Poetik Köşe/Bünyamin DURALİ

Bir dergide “en çok sevdiğiniz şairler kimlerdir?” sorusunu, “şairleri sevmem, şiirleri severim” diye yanıtlamıştım. İlk görünüşte fazla tepkisellik kokan bir cümledir bu. Ancak acı bir gerçeği dillendirsin diye öyle dedim. Şüphe yok: Şiirlerini kişilikleriyle örtüştürmüş, estetiksel yaratımlarının yanına vicdanî yansımalarını koymuş şairler de tanıdım ben. Metin Altıok, Behçet Aysan (Metin Âbi, Behçet Âbi) bunların başında gelir. Haydar Ergülen’i, Ahmet Erhan’ı, İhsan Deniz’i de eklemeliyim. Var tabii, daha var. Gelgelelim, devede kulak değildir sayıları.

Devamını Okuyun

Yüzyılın İlk Günü Kendimi Sorgulama/Ümit Ahmet DUMAN

Bu kırmızıya boyanmış yüzyıl marşlarıyla çınlayan dünyada, ev halkını başımdan kışkışlamış, ben ve klavyem, Cumhuriyetin birinci yüzyılının tadına varmak asıl niyetim. Dimdik sandalyemde, nefes almadan içimdeki kendi filmimin fragmanından aslına geçiyorum.

Devamını Okuyun

Aziz Nesin Çok Üzülmüştü/Savaş ÜNLÜ

Akşam rüzgarı tüm bedenimizi yıkıyor. İçimizi açan bir esinti, öte yandan da titretiyor bizleri. Elimizdeki bardakların sıcaklığında medet umuyoruz. Necmi Rıza, Aziz Nesin, Cengiz Bektaş’ın üzerlerinde montlar, ceketler var. Pek aldırmıyorlar esintiye. Daha sonradan öğreniyorum ki akşamleyin o tepeye çıkarken üzerimize giyecek bir şeyler almalıymışız.

Devamını Okuyun

Dışavurumlar(3)/Mehmet Ali GÜNER

Sonra ağaçların serin gölgesine serilirsiniz. Sadece böceklerin, kuşların sesleri duyulur. Bir huzur çöker ki omuzlarınıza, yumuşacık alır götürür sizi en güzel rüyalara. Rüyanızda sevdiğinizi görürsünüz aylardır yüzünü görmediğiniz. Hayırdır inşallah der uyanırsınız. Akşama bir yerlerde düğün olur mutlaka. Bir bahçeye tahta masalar konur, kablolar çekilir, çıplak ampuller takılır.

Devamını Okuyun

Düşünmeler, Denemeler/Emin SALMAN

İfadenin zihinlere hapis edildiği, cehaletin egemen kılındığı toplumlarda öngörülü, aykırı, ışığın çoğalması ve sürekliliği için düşüncelerin ifadesinin güçlüğünün farkındayım. Ancak, kötülüklerin ve savunucularının boş durmaya niyetleri yok. Amacım; insan zihninden ve yaşamından kötülüklerin kazınmasıdır. Kötülüklerin sorumlularının nedenleriyle birlikte ortadan kaldırılmasıdır. Şiddetin, dehşetin, vahşetin, kıyımların, zulmün olmadığı bir yaşam ve dünya idealinin gerçekleşmesi için gücüm oranında katkıda bulunmaktır. Ön yargılardan, yargılamalardan uzak sorgulamalarla şüphe ile yaklaşım içerisinde merakın peşinden gitmektir.

Devamını Okuyun

Arap Müziğinin Barış ve Direniş Sesleri/Erinç BÜYÜKAŞIK

Feyruz'un şarkıları sadece güzelliklerin anlatımı değil, aynı zamanda barışın ve umudun sembolüdür. Özellikle "Lübnanım" adlı şarkısı, Lübnan'ın uzun yıllar süren iç savaş döneminde bir ulusal marş gibi kullanıldı. Bu şarkı, ülkenin birlik ve beraberliğini simgeliyor ve savaşın getirdiği acılara karşı bir direnişi ifade ediyor.

Devamını Okuyun

Kente ve Kentliliğe Dair Serzenişler/Ümit Ahmet DUMAN

‘’Kentli olmak şöyle, kentli olmak böyle’’ diye televizyonda nutuklar atıyor, iyi giyimli ağzı laf yapan bir abimiz. Zapping yaparken şu hiç uğramadığım entelektüel kanallara elim gitmiş. Nece konuşuyorlarsa anlamakta zorlanıyorum. Şöyle bir düşündüm kentli olmak sorusu bana sorulsaydı ne derdim.? Abimiz kentli olmak bir kere burada doğmakla başlar dedi. Bu kritere uyuyorum anasını satayım.

Devamını Okuyun

Baba Fırını Has Ekmek Çıkarır/Mahmut ŞENOL*

Thomas Mann sabah kuşu değildir, geç yatar, öğlene kadar uyur. Hatta narkolepsik olduğunu söyleyen çenesi pırtı dedikoducular varsa, siz inanmayın, bir kez uyandı mı gece yarısına kadar ayaktadır. Ermeni asıllı Romanyalı ama sonradan Fransız yazarı, aslına bakarsanız hiçbir yere ait olmayan, sıkıntılı ve bunalımıyla gayet iyi geçinmiş Emil Cioran‘ın dediği gibi, zaten yazarların gecesi gündüzüne hep karışıktır.

Devamını Okuyun