28 Aug
28Aug

1934’te ünlü Fransız pilot Maryse Hilsz’in uçağının hayatlarının tam ortasına düşmesiyle Arsuz’un önde gelen ailelerinden Malikler'in kaderi sonsuza dek değişir…

EV, İkinci Dünya Savaşı’nın eşiğinde, İskenderun Sancağı’nın Hatay’a dönüştüğü, eski siyasal ve toplumsal aidiyetlerin hızla geçerliliklerini yitirdiği sancılı bir değişimin ortasında, bir şehir ile bir ailenin geleceğinin iç içe geçtiği sürükleyici bir roman. Talin Azar, Paris’ten Beyrut’a uzanan geniş bir coğrafyada sert ve siyasi rüzgârların estiği bir dönemde, mevcudu korumak ile değişmek, bağlılık ile özgürlük arasında bocalayan köklü bir hanenin hikâyesini anlatıyor. Kimlik ve aidiyet kaygılarının gölgesindeki Malik evinin sakinlerinin geleceğe ve birbirlerine dair farklı beklentileri giderek bir dağılmaya evrilirken gerçek ile kurgu arasındaki sınırlar belirsizleşiyor.

Mekânın ürettiği tarihsellik ışığında kitapta İskenderun, sembol binalarıyla eski kent planının işaretini verirken eski kadastro haritalarına yakından baktıkça sokağın eski halinde okuyucu yürüyebildiğini hissediyor. Kuklacı’da da Kapalı Çarşı ve etrafının geçmişini yazarken yazarın okura duyumsatmak istediği bir şey bu aynı zamanda. Eski fotoğraflar, dönem filmleri, anı kitapları da atmosfer için işaret verirken diyaloglar ve dil yapısı açısından Arapça ve Türkçenin hayli karıştırılarak kullanıldığı bir bölgeyi yansıtıyor yazar.  Arap dilli ve Frankofon bir ailede büyüyen Talin Azar'ın üç ayrı dilden kelime kullandığı da gözden kaçmıyor.

 Romanla ilgili şu belirelemeleri de özellikle yapmak gerekiyor:

  1. Karakter Odaklı Anlatım: Zaman içinde sıçramalar yaparken, her bölümü farklı bir karakterin bakış açısından ele alabilmek mümkün.
  2. Semantik Temalar: Romandaki semboller, nesneler veya yerler aracılığıyla farklı dönemler arasında semantik bağlantılar oluşturabiliyor.  
  3. Tarihsel Bağlam ve Karakter Etkileşimleri: Tarihsel olayların roman kahramanlarının ilişkilerine, kararlarına ve yaşamlarına nasıl etki ettiğini gösteren yazar dönemin gerçekçi bir portresini çizebiliyor.
  4. İçsel Çatışmalar: Roman kahramanlarının iç dünyalarındaki çatışmaları ve kendi değerleriyle dönemin beklentileri arasındaki gerginlikleri vurgulayarak daha derin ve kişisel bir anlatı oluşturuyor yazar.
  5. Dönemsel Ayrıntılar: Tarihî gerçeklerin yanı sıra, dönemin giyim tarzı, yaşam tarzı, gündelik alışkanlıkları gibi detaylarla roman zenginleşirken romanın taslağını Azar, evin inşasından ve Maryse’nin uçuş tutkusuna kapıldığı çocukluk yaşlarından 2.Dünya Savaşı'nın sonuna kadar sürdürüyor. 22 yıllık kronoloji üzerine kurulan romanın ilk taslaklarını da zaman çizelgeleri şeklinde oluşturan yazar döneme damgasını vuran bir çok tarihi gelişmeyi de es geçmemiş. Bu gelişmelerin farklı gruplar üzerindeki etkileri, İskenderun Sancağını ilgilendiren tarihler kadar Fransa’daki politik gündem, Hitler ve faşizmin yükselişi ve buna tepki olarak direnişin örgütlenmesi, Türk ve Arap milliyetçiliğinin dinamikleri de bu kronolojiyi besleyebilmiş. Çizgisel bir anlatımın olduğu bu form romanın taslaklarından doğan roman giderek  zamanda sıçramaların olduğu daha hareketli bir form içinde geliştirilmiş.


Sonuç olarak tarihsel olayların etrafında şekillenen bu roman, karakterlerinizi derinlemesine keşfetme ve okuyucuları hem duygusal hem de entelektüel olarak tatmin etme fırsatı sunuyor okura. Üçüncü kişili anlatımın ve zamanda sıçramaların bu süreci daha da güçlendirebildiğini görebiliyoruz.

“… bizler, sadece huzurlu bir şekilde buralarda yaşamaktan öte hiçbir şey istemeyiz. Her düzen değişikliği o düzenin içindekileri sarsar. Huzurunu bozar. Burası hatıralarımızdır. Burası çocukluktan beri kokladığımız havadır, içtiğimiz sudur. Burası güvendiğimiz evimizdir. Bir gün burayı terk etmem gerekirse bu olsa olsa aşk için olabilir. Vazgeçilmez bir aşk!”

Yorumlar
* Bu e-posta internet sitesinde yayınlanmayacaktır.