İnsanlara yardım etmek için her fırsatı değerlendiriyor, gece herkes uykudayken kiliseye gelip bahçesini temizliyor, ikonları parlatıyor, tamir edilecek şeyler varsa onlarla meşgul oluyorsun. Bunları yaparken görünmemeye dikkat ediyor, sonradan gelen Tanrı inancını içinde büyütüp bir nevi günah çıkarıyorsun. Kaçış eylemini, hücreye atılma korkusundan ziyade katil damgasıyla ömür boyu yaşamak zorunda kalmamak için gerçekleştiriyorsun.
Devamını OkuyunEvin önündeki kahvaltı masamızın üzerindeki yeşil örtülü kutuyu dün gibi hatırlıyorum. Bir adam boyu uzunluğunda. Etrafında insanlar, nedenini anlamıyordum ama ağlıyorlardı. Ben ve benden bir buçuk yaş büyük ablam için, bu gün öncesi olmayan doğum günümüzdü. Dünyadan bihaber saklambaçımıza devam ediyorduk.
Devamını OkuyunGelin, insan doğasının derinliklerine dalalım ve farklılıkların dansını keşfedelim. İçimizdeki değişim rüzgarları, zamanın akışıyla uyum içinde dans eder durur. Her an, her nefeste bir dönüşüm yaşarız. Toplumsal coğrafyada gezinen bu değişim rüzgarları, sosyo-kültürel mekânın belirlediği rotaları takip eder. Ancak, gerçek değişimin temelinde, düşüncelere ve inançlara saygı yatar. Bu saygı, değişimi sadece başlatmaz, aynı zamanda geliştirir, besler.
Devamını OkuyunEzber bozan tüm cümleler üzerime yağmur damlası misali düşüyordu. Sağanak başlamıştı gökten toprağa uzanan ve durmayan. Her bir kıvrımıma düşen kelimeler bir adım daha öteye gitmemi sağlıyordu. Kıymıklar battıkça sarsılan adımlarım yalpalıyordu. Söylesene kendim; ben kimdim?
Devamını OkuyunDerin hayatının en zor zamanlarına sayısız duyguyu sığdırmıştı. Bir ay sonra bir yıl olacaktı babasını kaybedeli. Önce yeniden inşa edilemez bir şekilde yıkılmıştı. Öyle bir baba kız aşkıydı ki onlarınki. En yakın arkadaşımı, sırdaşımı kaybettim diye ağlamıştı günlerce.
Devamını OkuyunNasıl bir mutluluk resmi yansıyacak bizden henüz habersiz, İstanbul mu? Paris mi.? hangi şehir sokaklarından fırlayacağımızın önsezisinden uzak, Afrika hayvanlarının hoplayıp zıpladığı sirk figürü mü, meşhur kafelerden bir an mı, bar masalarının serin sohbetleri mi, genelev kapılarında bekleşen yarı çıplak sütyen külot çalışanları mı, renklerle oynayacağı sürprizlere açık evrimimizi tamamlama anına yavaş yavaş savruluyoruz.
Devamını OkuyunBu sefer el ele gelmiştik otogara, gözlerimizi kapayarak rastgele bir ile dokunmuştuk işaret parmağımızın ucuyla. Gözlerimizi araladığımızda görevli genç arkadaşın iri ve şaşkın bakışlarıyla buluşmuştu gözlerimiz. “İyi yolculuklar” dedi utana sıkıla.
Devamını OkuyunSaat beş. Önceleri düşüncemin korkusundan kusmak isterdim. Bugün Salı. Salı sallanır, çarşamba çarşafa dolanır, perşembe perişanlık, cuma mübarek gün. Camdan bakıyorum. Gökyüzü deniz gibi, şubatın soğuğuna inat bu saatte güneş halen ışıltısını çekmemiş içine.
Devamını OkuyunGülüyorum. Alttan alta bana bakmaya çalışıyor. Yüzüne damlalar düştükçe gözlerini kırpıştırıyor. Soruyu başka bir soruya yol açmadan cevaplandırmanın yollarını arıyorum. Sözcükleri seçerek anlatmaya çalışıyorum.
Devamını OkuyunYaşamı aramaktan söz ediyordu yazar. Kalemini yeni gezegenlere adamış astrofizikçi, bilimkurgu yazarını bu derece sevebileceğini hiç düşünmemişti kitabı eline almadan önce. Zihninin gökyüzüne, yıldızların bu devasa döngüdeki yerine yabancılığını yadırgıyordu artık.
Devamını OkuyunEvlerin ışıkları birer birer sönüyor. Kaldırımdaki yüzler, perde arkası bakışlara bırakıyor yerini. Sırtım zeminle kucaklaşıyor ve ters dönmüş bir böcek çaresizliğiyle doğrulmaya çalışıyorum. Nafile bir telaş. Samsa geliyor aklıma. Onunla aynı kaderi paylaşmanın verdiği tuhaflık.
Devamını OkuyunDevletten ve kötülüklerden erken uyanırdı. Kalkınca ilk işi duşa girmek oldu. Çırılyaprak halde suyla oynaşırken bedeniyle yeniden tanışmayı severdi. Su görünür kılardı her şeyi. Bedenindeki fark etmediği şeyler dikkatini çekti. Onlarla tanışmak için suya tuttu. Endam aynasında ıslak bedenine iyice baktı. Hep öyle yapardı.
Devamını Okuyun