Kör kuyulara bakan biriydim, uzak kıyılara ulaştırdın. Bir zamanlar fırtınadaydım, sen beni fırtına yaptın, gemi yaptın, deniz yaptın…
Kör kuyulara bakan biriydim, uzak kıyılara ulaştırdın. Bir zamanlar fırtınadaydım, sen beni fırtına yaptın, gemi yaptın, deniz yaptın…
Ben yapamadım. Güneşleri doğdurup batırdım sadece. Onu da yapan ben değildim ya, her neyse… Eve girerdim akşam olurdu. Yoksa akşam olduğunda mı eve dönerdim? Ev… Neydi ev? Neredeydi, kimleydi, kimdi? Ben kimdim? Köksüz, dalsız kalmış biri. Şimdi görüyorum ki kökler de dallar da bedensizmiş aslında. Olmayan benmişim. Aslında eksik kalan değil, eksik olan benmişim hayatımda. Sensiz ben hep eksikmişim…
Anlatılan her hikaye bulunmuş mudur? Bulunur, bulunacaktır. Bulduğumuzda anlatılacaktır. Çünkü bütün hikayeler yaşanmalıdır.
İnsan olanı severim, olamamışını sevmeye zorlanırım. Ama vazgeçmem sevmekten. Çünkü sevmek bana aittir. Bu bir marifettir. Ancak yanıltır. Ve marifeti kendinden bilenleri türetir etrafında. Olsun, ben yorulurum, gücenirim ama vazgeçmem sevmekten. Sinyali verir ve saparım yeni yollara. Şöyle bir bakarım, dinlerim ve dokunurum. Koklarım…
Masallarla büyümedim ben. Bana masal anlatacak olan üç kişi vardı benim hayatımda. Annem, babam ve babaannem.