28 Nov
28Nov

Özel adlara getirilen yapım ekleri, çokluk eki ve bunlardan sonra gelen diğer ekler kesmeyle ayrılmaz: Türklük, Türkleşmek, Türkçü, Türkçülük, Türkçe, Müslümanlık, Hristiyanlık, Avrupalı, Avrupalılaşmak, Aydınlı, Konyalı, Bursalı, Ahmetler, Mehmetler, Yakup Kadriler, Türklerin, Türklüğün, Türkleşmekte, Türkçenin, Müslümanlıkta, Hollandalıdan, Hristiyanlıktan, Atatürkçülüğün

                                                                                                        (TDK)

Türk Dil Kurumunun şu anda yürürlükte bulunan yazım kılavuzuna göre kesme iminin kullanımı ile ilgili kurallardan birini yukarıda görmekteyiz. Bu kurala göre özel adlara gelen yapım ekleri kesme imiyle ayrılamaz. Kuralın bu kısmı doğru… Devamında söylenen ise yapım ekinden sonra gelen hiçbir ekin kesme imiyle ayrılamayacağı yönünde… İşte burada durup düşünmek gerek. Özel isimlerden yapım ekiyle türetilen sözcüğün görevine, anlamsal özelliğine bakmadan böyle bir kuralı uygulamak bana mantıklı gelmiyor. Yapım ekiyle türeyen sözcük, örneğin sıfat soylu bir sözcükse kesme imiyle ayrılmaması gayet doğaldır. Fakat yapım eki, eklendiği özel adı yeni bir özel ad yapmışsa burada durmak lazım. Örneğin “Türk” sözcüğü, özel addır; bu sözcükten türeyen “Türkçe” sözcüğü de diğer dil adları gibi özel addır. Özel adlara gelen çekim ekleri, kesme imiyle ayrılıyorsa “Türkçe” sözcüğüne ve diğer dil adlarına gelen çekim ekleri de kesme imiyle ayrılmalıdır.

Şöyle ki

“İstanbul” sözcüğüne “-lı/-li/-lu/-lü” eki getirerek türettiğimiz “İstanbullu” sözcüğü, sıfat soyludur. “Türkçe” ve “İstanbullu” sözcüklerinin her ikisi de türemiş sözcüktür fakat “Türkçe” sözcüğü türetildikten sonra da özel ad olma özelliğini sürdürmektedir. Oysa “İstanbullu” sözcüğü türedikten sonra özel ad niteliğini kaybetmiştir. Özetleyecek olursak türetilen sözcük özel adsa çekim eki kesme imiyle mutlaka ayrılmalıdır. “Türkçe” sözcüğü gibi özel ad kapsamındaki sözcükler, kesme imiyle ayrılmalı; özel addan türedikten sonra özel ad niteliğini kaybeden sözcükler ise sonrasında gelen eklere bakılmaksızın kesme imiyle ayrılmadan yazılmalı.

Uzun lafın kısası…

Türk Dil Kurumunun kesme imiyle ilgili düşüncelerini -başta “Türkçe” sözcüğü olmak üzere- yeniden gözden geçirmesi kaçınılmazdır. Zira bu yazıda itiraz ettiğimiz kullanımların dışında da kılavuzda yeniden düşünülmesi gereken kurallar vardır. Gelecek yazılarda bu kullanımları da irdeleyeceğiz. 

BENDENİZ!

Türkçe değil, Farsça bir sözcük... Olsun, benim hoşuma gider. Eskilerin kibarlığını, alçakgönüllülüğünü anımsatır.

Efendim Bendeniz... diye başlayan cümlelerde İstanbul’un eski beyefendilerinin üslubunu görürüz. Nazik beyler, kibar hanımlara kur yaparken böyle başlarmış lafa örneğin.

Bendeniz... Yani kulunuz, köleniz... İlkgençliğimde havalı bir söz gibi gelirdi. "Adama bak, nasıl da hava atıyor!" derdim içimden.

Dedim ya... Sözcük, Farsça... Bende, Farsçada "kul, köle" demek! "Bendeniz" ise Türkçe iyelik/sahiplik ekiyle "kulunuz, köleniz" anlamına geliyor.

Kibar işi bir sözcük anlayacağınız!

SAYGILARIMLA...

Bendeniz Yücel Kartal 

Saygılarımla…

Yorumlar
* Bu e-posta internet sitesinde yayınlanmayacaktır.