Bilgi ve iletişim Bilimleri Fakültesi Öğretim Üyesi
Le Monda İnternational 17 Ağustos 2023
Çeviri: chat.openai.com (Gözden Geçirilerek)
Gerwig'in filmi yeterince feminist olarak kabul edilse de, araştırmacılar Marjolaine Boutet ve Hélène Breda'ya göre sinema tarihinde yeni bir dönemi başlatıyor: Kadınlar tarafından yapılan ve kadınlar için yapılan gişe rekorları kıran büyük yapımın ticari zaferi.
40. yaş gününde Greta Gerwig, bir film yönetmeninin bir milyar doları aşan ilk filmi olarak sinema tarihinde önemli bir başarı elde etti. Barbie ise, filmden daha pahalı olan bir tam yıl süren tanıtım kampanyasıyla duyurulan büyük bir gişe yapan bir eserdir.
Filmin feminizm derecesi üzerine yapılan tartışmanın ötesinde, yönetmenin Mattel ve Warner Bros. baskısına rağmen vizyonunu koruma yeteneğini vurgulamak istiyoruz. Güzel sanatlarda veya sürekli olarak çoğaltılabilir eserlerde olsun, sanatsal üretim her zaman sanatçının vizyonu ile destekçinin arzuları arasındaki denge tarafından şekillenir.
Gerwig, radikalizm eksikliği nedeniyle eleştirildi, savaşçı mesajını sermaye odaklı, yaygın akım söylemiyle sulandırmakla suçlandı, ancak daha önce kadın bakışı, bir kadının bir kamera objektifinden dünyaya bakışı, böylesine güçlü bir şekilde yüz milyonlarca izleyiciye veya bu kadar çok pembe tonunda baskın olmamıştı.
Sinemanın öldüğünü sürekli tekrarladığımız bir dönemde, Barbie'nin ve yan ürün olarak Christopher Nolan'ın Oppenheimer'ının yarattığı gürültü, kültürel etkisini bize hatırlattı. Greta Gerwig'in Gloria karakterinin (America Ferrera) bir monologunda dediği gibi – filmi yarı noktasında cesur bir parça olan – kadınlar olarak "her zaman olağanüstü olmamız gerekiyor, ancak ne olursa olsun her zaman yanlış yapıyoruz.”
Bu görüş, filmi eleştirenler tarafından, hem profesyoneller hem de amatörler tarafından yankı bulmuştur. Büyük çoğunluk, Nolan'ın filmi estetik nitelikleriyle kutlamış, sadece birkaç kadın karakterin klişe hatta kadın düşmanı bir şekilde tasvirini özürlemiştir. Barbie konusunda ise tam tersi durum geçerlidir: Çoğu makale, yönetmenin ilham aldığı iddia edilen 33 filmi derinlemesine incelerken, mesajın derinliğine veya yüzeyselliğine odaklanmış; yönetmenin ilham kaynaklarının derinlemesine analizine yalnızca nazik fakat dikkatsiz bir ilgi göstermiştir.