Yazının Tanıklığı/Tanıklığın Yazıları  

Bir Felaketin Ertesinde/Enver Karahan*

Bir Felaketin Ertesinde/Enver Karahan*

Gecenin zifiri karanlığı, ortalığı ölüm uykusu sessizliğine çeviriyordu. Soğuk hiç olmadığı kadar sert, yeryüzü hiç olmadığı kadar hareketli, insanlar hiç olmadığı kadar çaresizdi.

Devamını Okuyun  
Buzlar Kraliçesi/Özlem TÜM

Buzlar Kraliçesi/Özlem TÜM

Buzlar Kraliçesi, içine dönük gri gözleri, sarı saçları ile içeri girdi. Sabah diyemeyeceğim, öğlen hiç değil! Sanki gece ayazı gibi bakıyordu. Gece ayazı...

Devamını Okuyun  
Aynaya Baktım Sır Beyaz Olmuş/Sezai SARIOĞLU*

Aynaya Baktım Sır Beyaz Olmuş/Sezai SARIOĞLU*

Bir zamanlar memleketin birinde, “üç paralık” deyiminden kinaye “Paralı” isimli ticaret yeteneği yüksek biri yaşarmış. Paralı, düşünmüş taşınmış, memleketi karış-karış gezip tozmuş ve sonunda ülkesinin en önemli ihtiyacının “ayna” olduğuna karar vermiş. İster inanın ister inanmayın; isterseniz ilk rastladığınız aynaya sorun, o ülkede hiç ama hiç ayna yokmuş. İnsanlar aynanın ne olduğunu bilmediklerinden yüzlerini de tam olarak bilemiyorlarmış.

Devamını Okuyun  
Poetik Serzenişler: Hikâyenin Kanamasını Durdur/Gürbüz Demir

Poetik Serzenişler: Hikâyenin Kanamasını Durdur/Gürbüz Demir

Videoyu kapat, hikâyenin kanamasını durdur. Suyun sızmasını bağışla ve ağıtların ağır havasını. Süzülüp geçer hikayeden sararmaya yüz tutmuş rüzgarın kokusu.

Devamını Okuyun  
Saçlarım/ Hanife ÇİFTÇİ

Saçlarım/ Hanife ÇİFTÇİ

Saçlarım… Saçlarım… Saçlarım sanki boğazıma dolanmış, yoksa, yoksa boğazımda saç yumağı mı var?... Bedenimin her yerini sarardı saçlar, hareket edemez hale gelirdim. Koşmak isterdim de saçlarıma takılıp düşerdim hep.

Devamını Okuyun  
Uygunsuz Bir İstisnâ/Emine AYDOĞDU

Uygunsuz Bir İstisnâ/Emine AYDOĞDU

Hafızam, sayısız alçaklığa ev sahipliği yapsa da tek bir istisnâsı olduğunu gönül rahatlığıyla ifade edebilirim. Bu istisnâ, öyle bir yüce yan ki, düşlerin ve mucizelerin gerçekleşeceğine ilişkin inancını asla yitirmiyor. Tanrı gibi ödüllendirilmeye, bağışlanmaya, düzeltilmeye, var ya da yok olmaya gereksinim hissetmiyor.

Devamını Okuyun  
Tütün Kolonyası/Filiz ÖZDEMİR

Tütün Kolonyası/Filiz ÖZDEMİR

“Ana, babamı özler misin?” Sağ kaşını kaldırdı, o sağ kaş kalktı mı biliriz yanlış bir şey yaptığımızı. Hemen toparladım. Sustu! Anladı ama anlamazlıktan geldi. Sağ kaş hâlâ yukarda… Çocukken bize hiç hayır demezdi. Sağ kaşını kaldırdı mı anlardık. Bir keresinde evde misafirler… Sofra hazır, okuldan gelmişim. Karnım nasıl aç? En sevdiğim pişi sofrada sıcacık, yanında çiville karışık tulum peyniri… Göğermiş olanından… Dalıyorum sofraya. -Öhö öhö!..

Devamını Okuyun  
Sokağı Dinlerken/Ebru Zeynep DİŞİAÇIK

Sokağı Dinlerken/Ebru Zeynep DİŞİAÇIK

Çay bardağının içinde dönüveren kaşık sesleri iki kadının süregelen sohbeti ile taçlandığında dışardan geçen “Hurdalar alırımm!” cümlesi araya kara kedi gibi girmişti. “Hur-daa-cııı!” “Hurdalarrr alırıımmm!” İki kadın, bir yandan çaylarını yudumlarken bir yandan da sokağı tam ortalarına alıyorlardı.

Devamını Okuyun  
Üç Küçürek/Özlem TÜM

Üç Küçürek/Özlem TÜM

Otuz yıllık birlikteliği mavi ışıkların altında bitirmişti. Neden mavi ışık? Sonsuzluğa kadar sessizlikti.Kadın konuştu.Konuştuğunu düşündü...

Devamını Okuyun  
Kaldırım Üstü Yaşamlar/Ebru Zeynep DİŞİAÇIK

Kaldırım Üstü Yaşamlar/Ebru Zeynep DİŞİAÇIK

Sokağın başlangıcında yan yana ve hazır kıta duran adımlarım nasıl da itaatkârdı. Önümde uzanan yol ise öylesine belirsiz ve sessiz… Asfalt tüm ayak izlerini kabullenircesine anaçtı. Sol ayağım, sağ ayağımı geçmeye yeltenince yol önümde sendeledi; bedenim ayarsız bir ikileme girdi.

Devamını Okuyun  
İçerisi/Hanife Çiftçi

İçerisi/Hanife Çiftçi

Acaba en son ne zaman göğsümde baskı hissetmeden, rahat bir nefes alabildim? Hatırlamıyorum. İçerisi çok karanlık ama eskisi gibi bataklık yok. Pelte gibiyim. En çok da iç organlarım. Özellikle kalbim, çünkü bütün ağırlığı göğsümde hissediyorum. Birazda karnımda ama kasıklarım iyi durumda. Kollarım da hareket etmekte zorlanıyor. Bir çuvalın mı yoksa bir tabutun içinde miyim anlayamıyorum.

Devamını Okuyun  
Yutkunamadın/Emine AYDOĞDU

Yutkunamadın/Emine AYDOĞDU

Tepeyi tırmanıp ana yola inecektin. Nereden geldiklerini göremedin. Birden bire önüne çıktılar. Bisikletinin etrafını çevirdiler. Dünyanın öbür ucundan gelmişsin gibi bakıyorlardı. Omuzlarını kavrayıp, birbirlerinin üzerine doğru sertçe itiyorlardı. Bir çember içinde dönüp duruyordun. Kimi sarsarak, kimi hırpalayarak, kimi etini burarak dokunuyordu. Bu dokunuşlar, onları coşturuyor, kanlarını ısıtıyor, adeta çıldırtıyordu; hep bir ağızdan sürekli histerik çığlıklar atıyorlardı. Seslerin yankısı; zihnini yakıyor, çatlatıyor, parçalara ayırıyordu.

Devamını Okuyun