Yazının Tanıklığı/Tanıklığın Yazıları  

Kaçış/Evrim AKDAĞ

Kaçış/Evrim AKDAĞ

Ayağını terliklerine yarım yamalak geçirmiş. Ne başında örtüsü var ne de sırtında pardösü. Saçları kiremit renginde, bir belaya hazır gibi omuzlarına dökük. Hani ya kimse tutmasa, hani ya kimse yolmasa usulca ensesinden dağılacak. Sağ kolunun bileğini sıkı sıkıya sarmış. Kolu emanet sanki yanında. Birazdan birine verecek. Al bak, eti didildi sadece, az biraz da büküldü, işine yarar mı, al bak.

Devamını Okuyun  
Şerefe/Ebru Zeynep DİŞİAÇIK

Şerefe/Ebru Zeynep DİŞİAÇIK

Oldum olası severdim yolculukları, gözlerimin önünde uzayı veren asfaltın bilinmez kıyısını. Yerleşmiştim koltuğuma. Ayaklarımı kenetlemiş, kollarımı kavuşturmuş, göz kapaklarıma hınzırca bir tebessüm fırlatmıştım kapanmaları adına. Bedenimin bu söz dinler hallerini seviyordum. Peki ya söz dinlemeyen ruhum!

Devamını Okuyun  
Bir Felaketin Ertesinde/Enver Karahan*

Bir Felaketin Ertesinde/Enver Karahan*

Gecenin zifiri karanlığı, ortalığı ölüm uykusu sessizliğine çeviriyordu. Soğuk hiç olmadığı kadar sert, yeryüzü hiç olmadığı kadar hareketli, insanlar hiç olmadığı kadar çaresizdi.

Devamını Okuyun  
Kurtarıcıyla Muhabbet/Gülnar KANDEYER

Kurtarıcıyla Muhabbet/Gülnar KANDEYER

“Çok yorulmuşa benziyorsun.” “Evet, yoruldum doğrusu.” “Kolay değil, haklısın. Yapacak çok işin var tabii.” “Bunları dert etmene gerek yok.” “Beni kurtaran sen miydin?” “Kurtulmaktan kastının ne olduğuna bağlı. Bir nevi kurtarıcıların arasındaydım.”

Devamını Okuyun  
Aynaya Baktım Sır Beyaz Olmuş/Sezai SARIOĞLU*

Aynaya Baktım Sır Beyaz Olmuş/Sezai SARIOĞLU*

Bir zamanlar memleketin birinde, “üç paralık” deyiminden kinaye “Paralı” isimli ticaret yeteneği yüksek biri yaşarmış. Paralı, düşünmüş taşınmış, memleketi karış-karış gezip tozmuş ve sonunda ülkesinin en önemli ihtiyacının “ayna” olduğuna karar vermiş. İster inanın ister inanmayın; isterseniz ilk rastladığınız aynaya sorun, o ülkede hiç ama hiç ayna yokmuş. İnsanlar aynanın ne olduğunu bilmediklerinden yüzlerini de tam olarak bilemiyorlarmış.

Devamını Okuyun  
Poetik Serzenişler: Hikâyenin Kanamasını Durdur/Gürbüz Demir

Poetik Serzenişler: Hikâyenin Kanamasını Durdur/Gürbüz Demir

Videoyu kapat, hikâyenin kanamasını durdur. Suyun sızmasını bağışla ve ağıtların ağır havasını. Süzülüp geçer hikayeden sararmaya yüz tutmuş rüzgarın kokusu.

Devamını Okuyun  
Yer altı/Erinç BÜYÜKAŞIK

Yer altı/Erinç BÜYÜKAŞIK

Sonrası var mı diye düşündü. Karanlık, ıssız enkazda unutulmak…Sonrası ses sözle tarif edilemez bir sarsıntı; annem mutfaktaydı, babam her zamanki gibi yatağında. Yatalak kaldığı aylar boyunca ali kıran baş kesen kesilmişti evin başına. Bu evi ben inşa ettim, bir halt olmaz deyip duruyordu. Annem tabutta yaşamaktan ürktükçe daha da dualarına sığınır olmuştu. Sonrası karanlık, havasızlık, korku…

Devamını Okuyun  
Sonsuza Kadar Sürgünüm/Emine Aydoğdu

Sonsuza Kadar Sürgünüm/Emine Aydoğdu

Hayat, kilitledi beni. Hücrelerimi dâhi teslim alan kopkoyu bir yas içindeyim, artık bilinmeli ki bundan böyle sonsuza değin bir sürgünüm. Etrafımdaki çığlıklar bir ateş topuna dönüşüp her şeyi yakıncaya kadar bunun farkında değildim. Feryatlar dalga dalga yükselip gökyüzünün maviliğini acı bir çığlığa çevirdiği zaman, işte o zaman anladım. Yakarışlar beynimin içine adım adım yerleşmeye başladı, önce sarsıldım, incindim, üşüdüm, haykırdım, yüreğim burkuldu, kırıldı, nefes alamakta epeyce zorlandım, en iyi bildiğimi yapıp sustum, buza dönen yağmur damlası gibi donup, olduğum yerde öylece kaldım, bir süre hareket edemedim, sonra yavaş yavaş bir devinim başladı, minik bir tohumdan bir ağaca dönüşür gibi büyüdü büyüdü büyüdü ve bedenim bir çığlığa dönüştü.

Devamını Okuyun  
Bir Cenazenin Ardında/Oğuz KARTAL

Bir Cenazenin Ardında/Oğuz KARTAL

Yeni bir başlangıç yapmak için; bir daha yaşanması mümkün olmayan günlerin yasını tutmak yetmiyor, bazı acıların üstünden ne kadar zaman geçse de dinmiyormuş. İki yıl geçti, Şakirin Camii’nde iyi bilirdik, helal olsun’ların üzerinden. Daha tanıyamadınız ki nasıl iyi bileceksiniz, helal edecek bir hakkınız geçti mi?

Devamını Okuyun  
Saçlarım/ Hanife ÇİFTÇİ

Saçlarım/ Hanife ÇİFTÇİ

Saçlarım… Saçlarım… Saçlarım sanki boğazıma dolanmış, yoksa, yoksa boğazımda saç yumağı mı var?... Bedenimin her yerini sarardı saçlar, hareket edemez hale gelirdim. Koşmak isterdim de saçlarıma takılıp düşerdim hep.

Devamını Okuyun  
Tütün Kolonyası/Filiz ÖZDEMİR

Tütün Kolonyası/Filiz ÖZDEMİR

“Ana, babamı özler misin?” Sağ kaşını kaldırdı, o sağ kaş kalktı mı biliriz yanlış bir şey yaptığımızı. Hemen toparladım. Sustu! Anladı ama anlamazlıktan geldi. Sağ kaş hâlâ yukarda… Çocukken bize hiç hayır demezdi. Sağ kaşını kaldırdı mı anlardık. Bir keresinde evde misafirler… Sofra hazır, okuldan gelmişim. Karnım nasıl aç? En sevdiğim pişi sofrada sıcacık, yanında çiville karışık tulum peyniri… Göğermiş olanından… Dalıyorum sofraya. -Öhö öhö!..

Devamını Okuyun  
Sokağı Dinlerken/Ebru Zeynep DİŞİAÇIK

Sokağı Dinlerken/Ebru Zeynep DİŞİAÇIK

Çay bardağının içinde dönüveren kaşık sesleri iki kadının süregelen sohbeti ile taçlandığında dışardan geçen “Hurdalar alırımm!” cümlesi araya kara kedi gibi girmişti. “Hur-daa-cııı!” “Hurdalarrr alırıımmm!” İki kadın, bir yandan çaylarını yudumlarken bir yandan da sokağı tam ortalarına alıyorlardı.

Devamını Okuyun