HAM MEYVE İlaçsız ağaç gibiydi, meyveleri olgunlaşmadan dökülüyordu. Otların üstü ham, yarılmış meyvelerle kaplıydı. Toprak kendini gizlemiş olmalı. Tıpkı olmamış meyvenin kuru dallarda barınamadığı gibi.
Devamını OkuyunBabası, haydi istediğin kırmızı ayakkabıyı almaya gidiyoruz dediğinde küçük kızın ayakları yerden kesildi. İlla da kırmızı istiyordu. Niye mavi değil, niye yeşil değil, niye sarı değil. Hele siyah hiç değil. Çünkü siyah, kiri göstermez. Saklar rengine tüm sırları. Çamuru, bulaşığı, hoyratlığı çeker renginin altına. Bir tek tozu kolay gösterir. Onu da silersin paçalarına olur biter. Siyah da olsa pırıl pırıl boyalı olmalı, derisinde ayna gibi yansımalı ışık. Ama o, illa da kırmızı diye tutturmuştu. Kırmızı olsun der atalarımız bilmez misiniz, kırmızı olsun beş kuruş fazla olsun.
Devamını Okuyun"Bir de buradan çek bir kare." Ezgi, fotoğraflarda içten attığı kahkahalarla geçmişine meydan okuyordu. Her güzel anısını kayıt altına almak ister gibiydi.
Devamını OkuyunLütfiye salonun balkonunda bir oturuyor bir kalkıyordu. İçi içine sığmıyordu. Havanın nemi ile nasıl baş etmeliydi? Göğsünden alevler çıkıyor gibiydi, hararetini gidermek için ne yapacağını bilemiyordu.
Devamını Okuyun