TEVFİK FİKRET’İN ÖZGÜRLÜK YOLUNDAKİ “İZLER”İ /Mutlu DEVECİ*

Servet-i Fünun sanatçıları, bireysel olanın etkisi altında kalan içe dönük soyutlanmış tiplerdir. Tevfik Fikret de etki kaynakları, yetişme tarzı ve mizacı gereği çoğu zaman bireyselliği önceleyen şiirleri ile ön plana çıkar. İzleksel açıdan toplumsal olanı dışladığı şiirlerinde kendini onlardan ayrı hisseden şair, yalnızlık ve tek başınalığın getirdiği özgürlük sayesinde yaşama tutunur. “İzler” şiiri de bu izlek etrafında kurgulanmış bir varoluş şiiridir.

Devamını Okuyun

Nazim Hikmət və Bakı Küləyi*/Israfil Emin Qarabaği**

"...İstanbulda universitedə şeir oxuyan Azərbaycanlı şairdən bir xahişim var o, ora getdiyi zaman mənim İstanbullu gənclərimə desin ki, bizədə sənin Nazimin gəldi biz onu qardaş kimi bağrımıza basdıq və biz ona çox şey öyrətdik.Nə öyrəndisə bu dünyada çoxunu bizdən öyrəndi.Bunu söyləməyi unutmasın və məndən salam söyləsin.Çünki, bəlkədə mən məmləkətimə qovuşa bilmədim amma o məmləkətimi görür”

Devamını Okuyun

“Şiir Nedir ve Nasıl Yazılır” Kitabı Üzerine 1/Bensu Fatma GÜR*

Yazar kitabının sunu bölümünde daha ilk cümleden itibaren kitap ismine atıfta bulunuyor, isminin kapsayıcılığını açıklıyor. Bunu ise şiirin tanımlanabilirliği sorusunu okuyucuya sunarak veriyor. Yazara göre şiir tanımlanamaz gibi bir yargıda bulunmak yeterli değildir. Çünkü var olan her şeyin tanımlanabilir olduğunu düşünmektedir. Bu konudaki görüşünü ise ‘’.... Belki de en doğru yaklaşım; bugüne dek yazılagelen tüm şiirlerin tek tanımının olamayacağını söylemek...’’ (Çolak 2011:7) Yazar sunumu bölümü boyunca şiirin öğretilebilir durumu konusunda negatif bir pozisyon alırken şiirsel bilgilerin öğrenilmesinin şiir yazabilmek konusunda son derece önemli olduğunun altını şüphesiz bir şekilde çiziyor. Ancak şiirsel bilgi birikimlerinin şiir yazmakta tek baĢına etkili olamayacağını ancak nasıl yazılacağının, bir şiirin nasıl okunacağının inceliklerini vermek açısından hayati bulmaktadır. Bütün bu bilgi birikimine sahip bir şair bu öğrenilenleri uygulamaya kalktığında çözümlenen şiirin aynısı yazılacaktır. Dolayısıyla bu da yazara göre özgünlüğe uygun bir durum değildir. Yazar burada bir anlamda her şiirin biricikliğini ve bir kez yazılabilirliğini vurgulamış olmaktadır.

Devamını Okuyun

“YAŞAMA DURAKLARI”NDAN BİLANÇO’YA: BEHÇET NECATİGİL’İN ŞİİRİ HANGİ ARADA’N TOPLUM’A GİDER?/ Doç. Dr. Ahmet Cüneyt ISSI*

Behçet Necatigil’in şiirinde iki dönem vardır. İlki,Kapalı Çarşı 1945), Çevre(1951),Evler(1953) gibi kitaplarında karşımıza çıkan ve şiirde “anlatma tavrı”nı benimsediği 1945-1955 arası dönemdir. Şair, “yaşama durakları”nın “bir de” kendi ben’inde meydana getirdiği duygu ve düşünceler etrafında döndüğünü söylediği bu şiirlerini “oyunsuz-imâsız”, düz ve oylumsuz bulur.

Devamını Okuyun