Serpil, sınıfta sessiz sakin kitabının üzerine eğilmiş test kağıdındaki soruları okuyordu. Sınıfın uğultusu onu hiç etkilemiyordu. Çünkü cihazının düğmesine basmıştı ve kapatmıştı. Bazıları ona zaman zaman özeniyordu. Oysa bu duruma gelene dek neler yaşadığını bir tek Serpil biliyordu.
Ailesi ilk zamanlar, Serpil’in engelini öğrendikten sonra bunu herkesten saklamıştı. Açıklama yapmak, üzücü gelmişti onlara. Fakat hekimler ve psikologlar aileye yol gösterirler. Uzun bir tedavi ve uyum süreci geçirdikten sonra Serpil, durumu ilk kabullenen oldu. Anne ve babası, kızlarının gelişimine çok sevinmişti. Normal çocuklar gibi büyüdü ve işitme aparatına vücudunun bir parçası gibi alıştı.
Okulda sorun yaşamamıştı pek. Yalnızca yeni tanıştığı arkadaşları, onun durumunu anlayana kadar yanlış yorum yapmışlardı. Kendini beğenmişlikten tutun da burnu büyüklüğe varıncaya dek türlü sıfatlar takmışlardı. Halbuki Serpil, bir şeye odaklanmak için işitme cihazının sesini kısardı. Tabii kendisine seslenen kişiler, durumunu biliyorlarsa cevap vermemesinin nedenini anlıyorlardı. Bilmeyenlerse öğrenene dek onu suçluyorlardı.
Şimdi sınavda yine aynı yöntemi kullanıyordu. İstediği anda işitme cihazının sesini kapatıp sınav kağıdına yoğunlaşmıştı. Sınıfta öğrenciler, soru kağıdını okudukça fısır fısır yardımlaşmaya çalışıyorlardı. Cevapların hiçbiri birbirini tutmuyordu. İyice aklı karışan öğrencilerin sesi uğultuya dönüşmüştü. Öğretmen, bıyık altından gülüyor, onlara hiç uyarıda bulunmuyordu.
Serpil, on dakika sonra bitirdiği kâğıdı öğretmenine vermek için ayağa kalktı. Sınıftan:
“Yok canım sende! Sakın bitirdim deme Serpil!”
“Bitirmiş olamaz!”
“Daha biz soruların tamamını bile okumadık!” cümleleri yükselmeye başladı.
Serpil, işitme cihazının düğmesine uzanarak sesini açtı. Kağıdını gülümseyerek öğretmenine uzattı. Öğretmen de ona gülümsedi. Tahtada biraz beklemesi için işaret ederek sınıfa döndü.
“Eh, Serpil bitirdiğine göre sınav süresi de bitmiştir.” dediğinde tüm sınıf kazan kaldırdı.
“Öğretmenim on dakikada bu sorular cevaplanır mı? Daha okumamız bile bitmemişti!” diye bağırıştılar. İtirazlar peş peşe geldi. Öğretmen de Serpil de sınıfa doğru gülümsemeye devam ettiler. Sonunda bu seslerin kesilmesi için öğretmen ‘susun’ anlamında elini kaldırdı. Sınıf aniden sustu. Öğretmen Serpil’e bakarak:
“Sen soruları yanıtlayabildin mi?”
“Hayır öğretmenim yanıtlamadım.”
“Gördünüz mü öğretmenim, Serpil de bitirememiş.” dedi en önde oturan öğrenci.
“Aslında bitirmiş. İsterseniz açıklamasını kendisinden dinleyelim.”
Serpil, bir iki öksürerek genzini açtı ve konuşmaya başladı.
“ Arkadaşlar, hepiniz benim durumumu biliyorsunuz. Sessizlik istediğimde kulaklarımı tıkamak zorunda kalmıyorum. Direk cihazımın düğmesini çeviriyorum. Elbette bunu uygun ortamlarda yapıyorum. Sokakta, teneffüste yapmıyorum bunu. Çünkü uyarıları duyamam ve bu tehlike doğurur. Fakat şimdiki gibi sınav esnasında uygulamak bana avantaj sağlıyor. Sizler, şu sorunun cevabı neydi? Şöyle miydi böyle miydi derken ben sizi duymadığım için dikkatim dağılmadı.”
Sınıf arkadaşları pür dikkat kesilmişlerdi.
“Eeee, bunları biliyoruz da sınavla ne ilgisi var Serpil?”
Serpil, gözlerini kapatıp açarak devam edeceğinin sinyalini verdi.
“Ben bu özel durumumu lehime çevirmeyi çok erkenden öğrendim. Bir nevi işitme cihazım, oyuncağım gibi oldu. Olumsuz durumlardan, istemediğim sohbetlerden bu sayede hep uzak durdum. İşte sınavımızda tam bununla ilgiliydi. Odaklanmak.”
Öğretmeni, başıyla Serpil’e onay verdi.
“Arkadaşınız çok haklı. Bu gerçek bir sınav değildi. Ben size bir şeyin farkında olup odaklanma konusunda bir form uygulamış oldum. Bakın kağıdınızın adı- soyadı kısmından sonra ilk maddede ne diyor? Soruları yanıtlamaya başlamadan önce kağıdınızın ön yüzünü tamamen okuyunuz. Şimdi de soruların alt kısmında olan son maddeyi okuyalım. Soruları yanıtlamayınız. Kağıdınıza adınızı soyadınızı yazarak öğretmeninize teslim ediniz.”
Öğrencilerin ağzı bir karış açık kalmıştı. Bir iki dakikalık sessizlikten sonra arkadaşları onu alkış yağmuruna tuttu. Engeline rağmen bunu avantaja çevirmesi, takdire şayandı. Önemli olan engelini engel olarak görmemek, gerçekleri kabul etmek ve bununla yaşamayı öğrenmekti. Bu özel insanların tek şansı ise çevresindekilerin desteğiydi.
#öykü #çocukedebiyatı #kurmaca #edebiyat