Anadolu’dan bir gencin İstanbul’la tanışması “Çocuk ve İstanbul” şiirinde doğal olarak anlatılmış. İlk kez İstanbul’la tanışan genç birini şaşkınlığı, hayretleri, çaresizliği açık yüreklilikle dizelere dökülmüş. Çaresizliği en somut şu dizede görebiliyoruz: “İstanbul’da bir kuş vardı, kanatsız/ Daha çocuktum” Çocukça gözlemler şiire yansımış: “Fatih’te eski bir külliyenin kuytu köşelerinde/ Cumadan sonra sevaplar dağıtılırdı/ Açlar doymaz/ Kanlı 1 Mayıs yaşanmamıştı daha/ daha çocuktum”
Devamını Okuyun"1984 yılında", Huxley, "insanlar acı çektirerek kontrol ediliyorlar. Brave New World'de, zevk verilerek kontrol ediliyorlar. " Kısacası, Orwell nefret ettiğimiz şeyin bizi mahvedeceğinden korktu. Huxley sevdiğimiz şeyin bizi mahvedeceğinden korktu. ~Neil Postman
Devamını OkuyunPeki, Enver Karahan nasıl bir yazar? Kitaptaki öykülerden yola çıkarak Enver Karahan’ın, yaşadığı topluma ve hatta dünyaya karşı kendini sorumlu hisseden bir yazar olduğunu söyleyebiliriz. Doğal olarak eleştirel bir bakışı var. Yaşamı ve insanları sorguluyor. Zaman zaman, karakterlerin ağzından kendi kendisiyle konuştuğu da oluyor.
Devamını OkuyunO.Henry’nin hikâyeleri rastlantısal dünyanın beklenmedik ama şakacı sonlarıyla nasıl tamamlanıyorsa, genç kuşak hikâyecimiz Ayşenur Tanrıverdi’ninkiler birer Alacakaranlık’ta bitiyor. Tanrıverdi’nin dili mükemmel, kurgusu tuhaf hikâyelerinde, 1985 ve sonrasında, Dünya TV’lerinde izleyicisine buruk ve ardında belirsizlik endişesini bırakan Alacakaranlık Kuşağı~Twilight Zone izlerine rast gelinir…
Devamını OkuyunÖncelikle önemli bir tartışmanın karşıt iki ucu olarak görebileceğimiz Doğu ve Batı kavramlarının tarihsel bir ayrışmayla ilişkilendirilmesi gerektiğini görmemiz gerekir. Bu tarihsel ayrışma belki bir bilinç ayrışması ya da Batı'daki ekonomik düzenin belli bir sermaye gereksinmesi sonucu yüzyıllarca sömürge pazarları üzerinde konumlanmasından kaynaklanan bir tarihsel ayrışma olarak karşımıza çıkıyor, ancak elbette sonuçları aydın için değişen kimi kriterleri veya değer ölçülerini de yaratıyor.
Devamını OkuyunAlman Nazi orduları Danimarka’ya girdiğinde kitabın kahramanı isimsiz genç kız, 14 yaşındayken onların arkasından böyle bağırıyor ve babasından azarı yiyordu. Kuzey ülkeleri edebiyatından beni yanıltmaz diyerek aldığım muazzam bir büyüme hikayesi şeklinde anlatımı olan naif romanı bitirdim.
Devamını OkuyunGerçekliğin yerine, çeşitli illüzyonlarla toplumdan koparılan öykü ve romanın içinin boşaltıldığı biçime, dil oyunlarına dayalı anlatıma prim verildiği günümüzde “İç Çekişlerimiz” gündelik hayatın sıkıcı ayrıntılarında boğulduğumuz şu günlerde sıradan insan çığlığını okuyucuyla buluşturuyor.
Devamını OkuyunSonuç olarak tarihsel olayların etrafında şekillenen bu roman, karakterlerinizi derinlemesine keşfetme ve okuyucuları hem duygusal hem de entelektüel olarak tatmin etme fırsatı sunuyor okura. Üçüncü kişili anlatımın ve zamanda sıçramaların bu süreci daha da güçlendirebildiğini görebiliyoruz.
Devamını OkuyunBu nedenle “Uzaktaki Boşluk” bir tarih romanı gibi görünse de, benim için sıradan insanlar, sıradan yaşantılıklar, komşuluklar, yemekler,aşk ya da mekânların bu yoğun tarihsel akış içinde ele alındığı bir roman…
Devamını OkuyunÇocuk öyküleri ve romanlarıyla da tanıdığımız eğitimci yazarın bu romanını tam da "sıradışılık"var ve "anomali"nin hüküm bir coğrafyaya "samimi" ve "özgün" bir bakış gözüyle de okumak mümkün bu noktada.
Devamını OkuyunUmut Çetin’in yazıları, kimi zaman “kral çıplak” diyen bir çocuğun naifliği, kimi zaman da bir Antik Çağ filozofunun sorularıyla karşılıyor bizi. Cevapsız sorular...
Devamını OkuyunBilimkurgu Kulübü’nün yeni seçkisi; Arz Cephesinde Yeni Bir Şey Yok, Fihrist Kitap etiketiyle 28 Temmuz’da yayımlandı. 8 Ekim 1999 tarihinde başta bir öğrenci topluluğu iken evrimleşip ciddi bir oluşum olan Bilimkurgu Kulübü, İsmail Yamanol tarafından kuruldu.
Devamını Okuyun